Varlık ve Zaman sözleri ve alıntılarını, Varlık ve Zaman kitap alıntılarını, Varlık ve Zaman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Töz denildiğinde var olmak için başka herhangi bir varolana ihtiyaç duymayan ve böylece olduğu gibi var olanı anlamak durumundayız.
[...]
Tanrı olmayan tüm varolanlar en geniş anlamıyla üretilmeye sürdürülmeye muhtaçtırlar."
İşaretler daima 'neyin içinde yaşanıldığını', ilgilenmenin neyle eğleştiğini, keyfiyetin ne olduğunu birincil olarak gösterir.
[...]Ancak işaretler dikkat çeker olsalar da bunlar birer rastgele mevcut olan değildirler. Bilakis onlar kolay erişim amacıyla belirli bir minvalde yerleştirilirler.
Nitekim hakkında konuştuğumuz, bir kanaat beslediğimiz, şu veya bu şekilde tutum sergilediğimiz her şey birer varolandır. Ayrıca ne ve nasıl olmaklığımız içindeki bizler de birer varolanız.
Bir şeylerden korkmak olarak korkma, eşit derecede asli olarak dünya içindeki varolanı daima kendi tehditkarlığı içinde; içinde var-olmaklığı ise tehdit-edilmişliği içinde açımlar. Öyleyse korku bulunuşun bir halidir.
Korkmak başkalarına ilişkin de olabilir. Bu durumda başkaları için korkmaktan söz edilir. Ama birileri için korkmak, başkasının kendi korkusunu üzerimize devralmaz. Bu zaten imkansız bir şeydir, çünkü başkası için biz korkarken o başkasının korkuyor olması gerekmez. Hatta başkası için en çok korktuğumuz durumlar, tam da o başkasının korkmaması ve tehditkar olan üzerine pervasızca konuşması durumlarıdır. Birileri için korkmak, başkalarıyla birlikte bulunuşun bir suretiyse de başkalarıyla birlikte korkmak ve hatta hep beraber korkmak zorunluluğunu taşımaz. Öyle ki, başkaları için korktuğumuz halde kendimiz için korkmuyor bile olabiliriz. Fakat aslında daha yakından bakıldığında, başkaları için korkmak aslında kendimiz için korkmaktır. Burada "endişe ettiğimiz" şey, başkalarıyla olan birlikte oluşumuzdur, ondan koparılma endişemizdir. Korkunç olan, korkuda paydaş olanı doğrudan hedef almaz. Başkası için korkarken, kendimiz bir şekilde onunla ilgilendirmeyiz ama yine de birlikte Dasein'in tesir ediciliği içinde korkulduğundan onunla beraberce ilgilenmiş oluruz. Dolayısıyla başkaları için korkma, olsa olsa tesiri azaltılmış bir kendim için korkma değildir. Burada söz konusu olan, "his tonları"nın dereceleri olmayıp eksistensiyal hallerdir. Başkaları için korkmak, "sahiden" bir korku olmadığı için spesifik sahiciliğini kaybediyor da değildir.
“Herkes ölür” ifadesi, ölümün herkese isabet edeceği kanısını yayar. Kamusal Dasein tefsiri der ki: “Herkes ölür.” Böylelikle diğer herkes ve ben kendim, şuna inandırırız kendimizi: Ama ben değil, çünkü herkes aslında hiç kimsedir.”