Geçmişin pişmanlıkları... Çocukluğun özlemi... Aile ve Sevgi bağları... Ve daha nicesi...
Zehra, Akın ve Elif dedelerinin ölümünün ardından dedenin vasiyeti üzerine hep beraber çiftlikdeki evine bir haftalığına ziyarete giderler. Dedeleri onlar için bir takım sürprizler (ya da gizemler mi demeli) dolu bir oyun bırakmıştır. Ailenin bilinmeyen geçmişini öğrenmeye hazır hissetmeyen üç kuzen birbirlerine destek olmaya çalışır ve bu bir hafta inanılmaz sonuçlar doğurur. Yıllardır birbirinden kopmuş bu üç kişiyi kader tekrardan buluşturunca neler hissedeceklerdir?
Her biri diğerinden tamamen farklı olmasına rağmen, uzun süredir görüşmemelerine rağmen aralarındaki bağ ve sevgi o kadar güzeldir ki :')
Aralarında en çok Zehra'yı sevdim. Hayata bakış açısını, duruşunu, sorunlarla mücadele etme şeklini vee tabii ki kitap aşkını :)
Fazla spoiler vermek istemiyorum... Dedemiz bir takım haltlar yemiş gençken ama sonra yanlışını ve bu yanlışın verdiği hasarı anlamış. Ve bunu torunlarına itiraf etme gereği duymuş... Ya da bir başka deyimle torunlarına kendi hayat deneyimlerini aktarmak istemiş... Dedenin son mektubu çok güzel, anlamlı, ve duygusaldı :') Tavsiye edilir.
Bir yıldızı da Karakterlerin ruhsuzluğundan kırdım :D Şeyma ablacım acaba neden tüm karakterlerin konfor alanının içinde dolaşan, risk almayı sevmeyen, ruhsuz, enerjisiz, soğuk, olaylara karşı tepkisiz ve aksiyon sevmeyen insanlar?? Bilerek mi yapıyorsun bunu... :/
Bu arada ilk incelemeyi ben yazdım evet :))