ve Allah Kalpleri Döndürür sözleri ve alıntılarını, ve Allah Kalpleri Döndürür kitap alıntılarını, ve Allah Kalpleri Döndürür en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Cezaevinde Müslüman oldum. Eğer hapse girmeseydim, muhtemelen özenti bir sokak serserisi ya da başka bir şey olurdum, ama Müslüman olmazdım. Bazen, yaptıklarımız bizi tövbeye götüreceği için günah işlememiz gerektiğini düşünüyorum."
"Şeyh Davut, kapıyı açtı. Bir Faslı gibi uzun elbise giyinmiş, boynunda tespihi asılı ve başında da sarığı vardı. 'Selamunaleyküm' dedim ve o da bana 'Selamunaleyküm' dedi. 'Müslüman mısın?' 'Olmak istiyorum.' 'Benimle gel o zaman.' Bana abdest aldırdı. Öncelikle, Müslüman olacaksan bunun şahitleri olmalı' dedi. Orada kim varsa çağırdı. 'Bir dakika! İslam hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki!' dedim. Hristiyanlıkta olduğu gibi, din değiştirmek için Kateşizmi çalışmam gerektiğini zannediyorum. Yahudilikte dinlerine girme isteğinizi üç kez geri çevirmeleri gerekiyor. Bir de baktım ki buradaki zat benden hemen şehadet getirmemi bekliyor.
İslam hakkında hiçbir şey bilmiyorum' diye tekrar ettim.
'İslam'ı öğrenmek için önünde koca bir ömür var. Önemli olan Allah'a hemen teslim olmandır.'
Sonra da cemaatle beraber benim İslam'a girmeme şahit oldular.
Bana Abdullah ismini verdi.
'Şimdi namaz kılacağız' dedi.
'Namaz kılmayı bilmiyorum' dedim.
'Benimle kılarsın.'
"Kadınlar için fuhuş, hafif suç kategorisindedir. Hapse girerler, onları pazarlayan kişi onları dışarı çıkarır ve işlerine devam ederler. Ben ise tüm bu süre boyunca şok hâlindeyim..."
°
'Hakarete uğradığınızda tepki vermezseniz melekler sizi muhafaza eder,' minvalindeki hadis-i şerîf aklıma gelmişti. Aklıma melekler, âhiret ve Peygamber Efendimizin hakarete uğradığı durumlarda gülümseyip yoluna devam etmesi geldi. Efendimiz artık benim kahramanımdı. Şimdiye kadar kahramanlarım hep amcalarım ve kuzenlerimdi ama artık Peygamber Efendimizin yolundan gidiyordum. Bu kadim öğretileri yaşadığım yerde uyguluyordum ve onlar da beni tüm problemlerden uzaklaştırıyorlardı. Şehir merkezi o zaman benim için ideal bir yerdi.
°
"Allah'ım, eğer sana cehennem korkusundan ibadet edersem,
beni cehennemde yak.
Ve eğer cenneti umarak ibadet edersem,
beni cennetten kov.
Ama eğer sana, senin için ibadet edersem,
beni cemâlinden mahrum bırakma."
"Bir tanesi domuz pastırması hakkında sürekli sorular sorup durdu. Neden domuz eti yemiyorsun?' 'Çünkü yemiyorum.' Gene sordu. 'Neden domuz yemiyorsun?' 'Şimdi beni iyi dinle' dedim. Evime gelsen ve ben de sana desem ki evimde dilediğin kadar; bir ay, iki ay, neyse, kalabilirsin ama şu odaya girme lütfen. Ye, iç, keyfine bak, ama bir tek bu odaya girmeni istemiyorum. Bu isteğime saygı duyardın, değil mi? Eğer Tanrı bana, 'Sana verdiklerim şunlardır: Aile, sevgi, bir yuva; ama lütfen bana bir iyilik yap ve domuzlarımı yeme' derse, bu benim için yeterince iyi bir nedendir ve bu mesele konusunda tıbbi veya teolojik tartışmalara girme gereği duymam. Allah diyor ki, 'Domuzlarımı yemeyin!' Bitti, o kadar! Aferin sana. Bu kadar. Hikâye burada biter.'
Yaşlı bir adam Ebû Ali Şakîk b. İbrahim el-Ezdî'ye geldi ve ona dedi ki:
"Ey Şeyh, çok günah işledim ve şimdi tövbe etmek istiyorum."
Şakîk dedi ki:
"Geç geldin."
Yaşlı adam cevap verdi:
"Hayır, erken geldim. Kim ölmeden gelirse, oraya varması uzun sürse de yine de erken gelmiştir."
`
Bu anlattıklarım Müslüman okuyucuları hayal kırıklığına uğratabilir. Onlar Şam yolunda yakaza hâlinde bir şeyler müşahede etmiş olmamı beklerken ben gayet ‘necasetli-taharetli' bir uyanış yaşıyordum! Nerede olursan ol, Tanrı seni bulur.
`