Rozika hücremin kapısını araladı. Cinsellik mi insanı mutlu kılan? Tanrım anlayamıyorum, anlatamıyorum kendimi... Bir yandan cinselliğe koşuyor, bir yandan aşkı yüceltiyorum. Rozika da cinselliği yaşıyorum, Zeytinsiz yapamıyacağımı biliyorum, seviyorum onu... Elimi tuttuğu, gözlerime baktığı zaman ben, ben değilim, hatta öbür adam da değilim, üçüncü bir adam, genç, kabına sığmayan, yıldızlarda düşler kuran bir adam doğuyor... Kınalı başka türlü yükleniyor üzerime, bana huzur veriyor, rahatlıyorum. Böyle diyordu adam, üç kadın arasında bocalarken, ama kafasındaki cinsellik tartışmasının içine Zeytin de Kınalı da girmiyordu. Onların yeri ayrıydı. Neresiydi o yer? Sorunu, unuttuğu cinselliği değildi, Zeytine aşıktı, seviyordu, ama Rozikanın taze bedeninde bulduğu cinsellikle yaşamın ayrımına varacaktı. Celal Hafifbilekin orta yaşı gerilerde bırakmış bir erkeğin , kutsadığı aşkının kendisini cinselliğe sürüklemesinden çektiği acılarını, çelişkilerini, açmazlarını irdelediği bu romanında, bugüne değin okumadığınız değişik, inanılmaz bir aşk öyküsünün hüznü ile yakın tarihimizin ince bir mizahla sorgulanmasını ve roman sanatının doruklarına ulaşan tüm inceliklerini bulacaksınız. 1998 Kültür Bakanlığı Büyük Roman Ödülünü Ankara 1920 ile alan yazarın son romanı.
.... Ve Sevgili Rozikayı elinizden bırakmayacaksınız.
(Arka Kapak)
