Aşk, insanın yaşadığı duyguların hepsidir. İnsan, aldığı nefeste dahi aşkı yaşar. Öyle ki; kimimiz para sayarken, kimimiz yaşlı annemizin elini tutarken, kimimiz sevdiğimiz takımın maçını izlerken yüzümüzde hep bir gülümseme barındırırız. Çünkü insan gülümser, aşkla yaşarken… Beşeri aşk; içimizdeki sevgiyi en az materyalist, en az rasyonel ve en nazik şekilde dışa vurmanın en tatlı yoludur. Bundandır ki kazandığımız parayı sevdiklerimizle harcar, acılarımızı ve anılarımızı sevdiklerimizle yaşar, derdimizi sevdiklerimize anlatırız. İşte lirizmin ortaya çıkışı budur, insan olmak. Lirizm, insan ürünü değil insan olmanın bir dışavurumudur. İnsan, doğasının parçası olan aşkı bilmeden doğar; çoğu, öğrenemeden ölür. Pek azı okuyarak öğrenebilir. Yaşayabilmek ise mucizedir. Bu kitabın içinde bulacağınız şey de budur: Mucize (Miraculum). Müziğin üçüncü harfi, şarkıların en neşeli notası, aşk mucizesi… Şiir, edebiyatın en müzisyenidir. Her güzel filmin bir şarkısı vardır ve her şarkı bir şiirden doğar. Her nesir kafiye sever ve her kafiye minik bir şiir doğurur. Herkes bir gün sever ve maşukuna susan her âşık şiirde ölüdür. İşte bu kitapta bulacağınız, susmayı becerememiş bir aşığın bir şaire dönüşmesidir. Şiirle yolunu aydınlatması, güzde baharı yakalamasıdır. Bu kitapta bulacağınız şey, aynaya her baktığınızda öz benliğinizin susmasıdır… Susmayın, âşık olun, şair olun, kendiniz için bir şiir bulun…
