Vebanın beklenmedik bir anda gelişi, adım adım yayılması, halkın ve yetkililerin önce umursamazlığı daha sonra doruğa ulaşan panik havası ilmek ilmek işlenmiş. Farklı ana karakterler üzerinden gerçekleştirilen anlatım, her biri için ayrı ayrı düşünmemizi sağlıyor. 1947'de yazılan roman, geçen yıllarda çok şey değişse de insani tepkilerin, insan psikolojisinin zamansız olduğunu kanıtlar nitelikte. Salgın hastalık döneminde insanların psikolojilerini ve hastalığın sürecini oldukça gerçekçi okuyoruz.
Romanı esasen birbirinden bağımsız olmayan iki bölüm halinde düşündüğümü söyleyebilirim. Öncelikle olay akışının verildiği kısımları bir bölüm olarak görebiliriz. Diğer bölüm ise çoğunlukla psikolojik yer yer de sosyolojik tahlil ve tasvirlerin yapıldığı kısımlar. Bence eser bu iki bölüme dayalı kısımlardan oluşuyor. Olay akışının olduğu kısımlarda akışkan bir okuma hızı varken tahlillerin olduğu bölümlerde bu akışkanlık düşünsel bir boyutta ilerliyor. Bence yazarın esasen kendi felsefesini buralarda verdiğini görmek mümkün.