Veda Töreni
Simone de Beauvoir
Comments and Reviews
Beklenti…
İhtiyaç …
Sahip olmak…
Sevgi gibi tanımlanamaz bir olgu için sınır tanımları kanaatimce.
Sürekli birinin varlığına ihtiyaç duymak, kendini başka bir insan üzerinden tanımlamak…
Herkesin düşüncesine ve yaşamına, gelenek ve inancına saygı duyuyorum şüphesiz ama kendi adıma havsalamın çok da kabullenebildiğini söyleyemem.
Kanımca kelime anlamlarını da deforme etmişiz. Aşk, sevgi, dayanışma, emek kavram karmaşası içinde. İnsanın kalbiyle beyni paralel olamayabiliyorken üstelik…
Bu minvalde, 20. yüzyıl düşünce hayatının iki önemli ismi Sartre ve Beauvoir, yüzyılın en özgür çiftlerinden.
Sorbonne’da tanışan, aynı evde yaşamayıp evlenmeyen, çocuk sahibi olmayan ama birbirlerine koşulsuz bir sevgi ile bağlanarak hayatlarını özgürce yaşayabilen ve her ne olursa olsun birbirlerine dürüst davranabilen bir ikili … İki ayrı bedende tek vücut olabilen…
Güven duygusu olmadan, yapay sözler ve davranışlarla bir arada olan kişiler ilişkinin öznesi değil ancak nesneleri olabilirler diye düşünüyorum.
İşte bu muazzam bütünlük hikayesinin öznelerinden biri olan Beauvoir, Sartre’ın son yıllarını tuttuğu günlükler ve arkadaş tanıklıkları üzerinden dönemin Fransa’sı ve dünyanın siyasi ve düşünsel haritasını çiziyor.
Sartre’ın siyasi duruşunu, Flaubert üzerine yazmak istediği çalışmasını, arkadaşlıklarını, kendisiyle olan ilişkisini, sevgililerini ve adım adım ölüme gidişini içten ve sade bir dille anlatırken eşsiz ilişkilerini de özlemle anıyor. 
Veda Töreni
