Yani kör köle ondan daha kör olan efendisine itaat etti ama yine de onu hunharca katletti. Yani yaratıcı yarattığı kul tarafından öldürüldü. Yani çan, kule için fazlasıyla ağırdı. Yani çanın asıl zayıf noktası insan doğasındaki kusurdu. Yani gurur çöküşü getirdi.
Belli konulara sırdaş olmuş biri, doğanın ona sır verdiğinin farkındadır. En azından, bunu ifşa etmekten kaçınması gerektiğini bilir. Eğer bazı kitaplar zararlı bulunuyor ve satışları yasaklanıyorsa, acımasız gerçeklere düşkün insanoğlunun düşleri nasıl yasaklanmaz? Olayların sorumlusu kitapları can yakanlar değildir. Yasaklanması gereken olaylardır; kitaplar değil. Ama kimin rüzgâr ekip fırtına biçeceğini bilinemez. Bazen kötülük iyiliğe gebedir; bazen de iyilik kötülüğe.
.. herhangi biri Efsunlular’da mutlu olabilir mi? Evet; mutluluğu bulan biri mutlu olacaktır. Ve aslında karalar bağladıklarında belki de kasvetin sebebi tam olarak adalar değildir. En azimli halimin bile, karanlık girintisinden çıkan hayalet kaplumbağa bakışımı engelleyemeyeceği gibi hiçbir izleyici onların en kutsal ve batıl düşüncelere katkılarını inkâr edemez. Ama kabuğu karanlık ve kasvetli olan kaplumbağanın bile, hâlâ ışıltılı bir tarafı var; arada bir uçuk sarımsi ya da altın rengi görünen kabuğunun altından çıkan et parçası ya da göğüs zırhı... Daha da ötesi, herkes su kaplumbağaları gibi kara kaplumbağalarının da sırt üstü çevrildiklerinde kendilerini düzeltme olasılığı ve eski görünüşlerine dönme olanağı olmadan parlak taraflarını ortaya çıkartan türden olduklarını bilir. Ancak, bunu yaptıktan sonra bile kaplumbağanın karanlık tarafı olduğunu inkâr etmemelisiniz. Parlaklığın tadını çıkarın; eğer yapabilirseniz sürekli ters tutun; ama dürüst olun ve karanlığı inkâr etmeyin.
Güzellik Tanrı inancı gibidir; ondan ne kaçabilirsin ne de anlayabilirsin onu; bugünlerde rahat bir koltuk kadar ihtiyaç duyulan türden; huzurlu ve sebatkâr.
Adaların
büyüsüne
tutulmuş
yaratıkların
çirkinliği ile
karşılaştırıldığında
Kendi
toprağımızda
yaratabileceğimiz
dehşet
Ancak bir
böceğin
bebeği
korkutması
kadar
olacaktır.
Kabuklu canavarın altın renkli bir kertenkeleyle kedinin fare ile oynadığı gibi oynamasının ve sonra yemesinin korkunç görüntüsü Hunilla'yı perişan etmişti. Daha da kötüsü, kurnaz kaderin insan ruhuyla bazen nasıl da kedi gibi oynadığını görmekti. Ve meçhul bir büyü, onu deli bir umuttan, makul bir umutsuzluğa itti. Bunu okuyan kişinin yüreğiyle dalga geçmek için, gayri ihtiyari,, bu kediye benzer şeyi ekledim; çünkü okuyucu kuru kuruya okuduğuna tepki göstermez.