Kül ve Ateş kitabının yazarı olduğunu görünce kitaba jet hızıyla atladım. Yorumlarının kötü olması bir tık üzdü ama benim için kötü bir kitap değildi. Klasik romantik soft erotik tatlı bir kitap olmuş. Bir Kül ve Ateş değil ama okunur.
Kitaptaki duygusal noktaları. Özel bireylere ve sorunlara değinilmesini çok sevdim. Karakterler arası tutku çok iyi yansıtılmış. Sadece biraz basit geldi bana.
Verity ve ağabeyi Ryan çaresiz bir şekilde iş aradıkları sırada bir Şövalye onlara yardımcı olur. Sahnelenen bir tiyatro gösterisinde şövalye olan Colton beklenmedik bir anda karşılarına çıkmıştır. Gerçek hayatta bir beyaz atlı prens olmasa da Verity için öyledir. Özel eğitime muhtaç ağabeyi Ryan'ın hayatını kurtarmış bir de onlara evini açmıştır. Verity ve Colton yakınlaşırken Colton geçmişten gelen karanlık tarafıyla tekrar yüz yüze gelir, üstelik Verity'den sakladığı sırlar ikisinin aralarında filizlenen duyguları da tehdit etmektedir. Her şey ortaya çıktığında aşkları büyük bir sınavdan geçer.
"Ejderhalar ve iblisler gelsin," dedi Colton, Camelot Efsanesi'nden bir dizeyi tekrarlayarak. Verity'nin yüzünü tuttu ve onu kendisine çekti. "Hepsini kılıçtan geçiririm."
Verity'nin burnunun ucunu öptü.
"Şüphelerini ve sıkıntılarını anlat bana. Sustururum onları." Onu önce bir yanağından, sonra diğer yanağından öptü ve gözleri ışıldamaya başladı. "Şövalyen olabilirim, Verity. Ne istiyorsan olabilirim." Dudakları dudaklarını okşadı. "Lancelot'um olur musun?"