1980'lerin Kültürel İklimi

Vitrinde Yaşamak

Nurdan Gürbilek

Vitrinde Yaşamak Posts

You can find Vitrinde Yaşamak books, Vitrinde Yaşamak quotes and quotes, Vitrinde Yaşamak authors, Vitrinde Yaşamak reviews and reviews on 1000Kitap.
Genç bir arkadaşım, kötülük olarak gördüğü bir işin arkasında eski bir arkadaşının olduğunu anlamış, hazmedememiş, şaşkınlık ve öfkeyle anlatıyordu. Ondan birkaç yaş büyük bir başkası sözünü kesti: "Daha dur bakalım, bir gün gelecek, çevrendeki bütün kötülüklerin ardında bir arkadaşının yüzünü göreceksin."
Çünkü deneme türü, görünen tevazusunun ardında her zaman bir kibri korudu: Hayatı kavramlarla yeniden düzenleyebileceğine inanıyordu.
Reklam
Bazen insana ancak neyin yanlış olduğunu söylemek düşüyor. Doğrular varlıklarını ancak yanlışlarla birlikte, yanlışların içinde sürdürebiliyor.
Türkiye'de vitrinler hiç bu kadar zengin, insanların alım güçleri hiç bu kadar düşük olmamıştı.
126 syf.
·
Not rated
yazarın dergilerde yayımladığı denemelerden oluşan bir kitap. savunulan temel düşünce seksenlerin ilk yarısında darbenin, baskının, şiddeti; ikinci yarısında görece özgürleşmenin, daha modern, daha sivil bir iktidarın oluşu ayrıca baskı ve bastırmayla beraber en çok konuşulan, ses çıkarılan dönemin de seksenler oluşu hakkında. nurdan gürbilek'e göre bu dönemde konuşulmaya başlanan kürtler, eşcinseller, çingeneler, arabesk, dolapdere meselesinin temel dinamiği piyasa olduğu sürece bu unsurlar global kentin yeni süsleri olmaktan öteye geçemeyecekler. buna ek olarak gürbilek, kamera önünde konuşmayı hızla öğrenen türk insanının mahremiyet hassasiyetinin yerle bir oluşu üzerinde duruyor ve habercilerin samimiyeti, haberlerin kişiselleştirilişinden de bahsediyor. fakat benim kitapta en sevdiğim bölüm vicdan ve teknik bölümü oldu. orhan gencebay ve ibrahim tatlıses üzerinden arabesk müziği, yetmişli ve seksenli yıllarda taşradan şehre gelen insana bakışı kıyaslıyor. ba yıl dım
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014776 okunma
Bastırılmış olandan söz ettiğimizde, onu hep bir vaatle birlikte düşünüyoruz. Geri döndüğünde yalnızca kendi adına, kendi dışlanmışlığı, kendi mahrumiyeti adına değil, başkaları adına da konuşacaktır, diye umuyoruz. Ama burada bir çelişki de var: Çünkü geri dönen, hiçbir zaman bastırılmış olanın kendisi değildir. Geri dönerken aslında taşıdığı vaadi de tüketmiştir; bize bu kez çıplak bir öfke, bir arsızlık, bir açlık olarak görünür. Bugün kim İbrahim Tatlıses'in bir mahrumiyetin, bir dışlanmışlığın sesi olduğunu iddia edebilir? Ya da arabeskin dışlanmış taşranın müziği olduğunu? Ya da 80'lerde yaşanan cinsellik patlamasının, bastırılmış bir arzunun nihayet kendi adına konuşması olduğunu? Evet, geri dönen bir şeyler var, ama bunlar çoktan başka bir şeye dönüşmüş. Çünkü onlara, baskı ortadan kalkmadığı halde geri dönme imkânını veren tek bir şey var: Piyasa. Piyasanın baskısını ise geçmiş bütün baskılardan ayırt eden bir yön var. Ne kadar kaba ve ikiyüzlü olabilirse olsun, Kemalizmin taşraya uyguladığı baskı her zaman bir vaadi, modernleşme, medenileşme vaatlerini içinde taşıyordu. Bu, yalnızca Kemalizm gibi nispeten cılız sayılabilecek bir baskı aygıtı için değil, bütün geleneksel baskı aygıtları için de geçerli. Erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısı, bir aşk vaadinin dışında tasavvur edilebilir mi?
Reklam
Yeni bir dünyanın umutlarımızdan başka habercisi yok mu?
126 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
" Vitrinler, hep bir bolluğa işaret eder. Ama bu bolluğu mümkün kılan, onu var eden, onun için harcanan, o sırada tükenen yer almaz vitrinde. Vitrin, teşhir ettiği malın bir emek ürünü olduğunu gizler bakan kişiden... Toplum vitrine dönüştüğünde de bütün yaşantılar, yitirilen fırsatlar ve sarf edilen emek bir imajdan ibaret kalır. " Konu 1980'lerde yaşanılan çelişkili hayatlar, normlar. Yazarın deyişiyle " çeşitli 1980'ler " var yaşadığımız. Nedir 80'leri çeşitli kılan? Seksenlerin ilk yarısı darbenin etkisiyle yasaklı dönem, ikinci yarısı ise ilkine göre kısmen özgürleşmeye yaklaşıldığı dönem. Bir yandan baskılanan diğer yandan kışkırtılan medya, özel hayat denilen kavramın tanımlanması 80'lerin getirilerinden birkaçı... Zamana damgasını vurmuş bi döneme dönüp dışardan bi gözle bakıyoruz kitabı okuyunca. 80'lerde doğmuş biri olarak belleğimde kalan hayal meyal anılar canlanıyor. Dönemin Reisicumhuru Özal'ın babacan sıfatı gözlerimin önüne geliyor mesela. Gürbilek'in yorumuyla 80'lere yeniden bakmak güzeldi, kitabı tavsiye ederim.
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014776 okunma
Vitrinler, hep bir bolluğa işaret eder. Ama bu bolluğu mümkün kılan, onu var eden, onun için harcanan, o sırada tükenen yer almaz vitrinde. Vitrin, teşhir ettiği malın bir emek ürünü olduğunu gizler bakan kişiden...Toplum vitrine dönüştüğünde de bütün yaşantılar, yitirilen fırsatlar ve sarf edilen emek bir imajdan ibaret kalır.
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sonuçta 80' lerin Türkçeye kazandırdığı en önemli sözcüklerden biriydi özel hayat. İçerdiği bütün çelişkilerle birlikte, özel hayat diye ayrı bir varlık alanının tanımlanması için önce adlandırılması ve onunla ilgili bir kamuoyu oluşması gerekiyordu. 80'lerin gerçekleştirdiği buydu.
Sayfa 25 - Metis YayınlarıKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.