Bolşeviklerin zulüm ve terörünü anlatmaya başladım. Bir ara arabacı sözümü keserek:
"Bey, dedi. Sen ne diyorsun? Mahsulümüzü son damlasına kadar devlete vermek zorundayız. Karşılığında aldığımız para ise karnımızı doyurmaya bile kâfi gelmiyor. Nasıl geçim sıkıntısı çektiğimizi bilemezsiniz. Öyle zamanlar oluyor ki, çocuklarım aç yatmak mecburiyetinde kalıyorlar. Hele yeni doğan yavrumun açlıktan ölmesi bizi perişan etti.