İhtiyar bir sandıkta
Bana ait eskiler buldum
Çatı katında
Çoktandır unutmuştum
Kapağını açınca
Tıka basa doldurulmuş
İmkansız hayaller buldum
Arasında kırık dökük umutlar
Kenarında naftalinli sevdalar
Bir köşede çocukluğum
Eski sandıkta ne varsa
Çıkardım yavaşça
Hepsini kokladım
Usulca okşadım
Sonra özenle
Tekrar doldurdum içine
Sığdıramadım
Nasıl sığmışlar anlayamadım
Sandığı güçlükle kapadım
Arasına hayallerim sıkıştı
Umutlarım dışarıda kaldı.
Hiç sormadım
Nasıl yaşanır umutlar
Demir parmaklıklar ardında
Özgürlük
Ne anlatır
Dört duvar arkasında
El ele nasıl tutuşulur
Kelepçeler arasında
Bilmiyorum yalnızlık nedir
Kalabalığın ortasında...
Yine hüzünlerdeyim
Fırtınalar yağmura dönüştü
Ve kışa doğru
Yaprak yaprak tükenmedeyim
Ağaçlar gibi
Gözlerim buğulu
Ve gözbebeklerim
Hınca hınç ağlamak dolu
Çocuklar gibi
Ben yine hüzünlerdeyim.