1. Dünya savaşında subay olarak görev yaptığı sırada bir kolunu kaybetmiştir. Istanbul'a dönmek istediğinde düşmanın istanbul'a giriş yaptığını öğrenir. o yüzden dönmekten vazgeçer,emireri mehmet ali , yaşadığı köye kendisiyle birlikte dönmeyi teklif eder ahmet celal ise bu öneriyi kabul eder ve böylece porsuk çayı kıyısındaki köye giderler. Köylüler , insanların tras olmasına,dişini fircalamasina,saçını taramasına yani kendine bakım yapılmasına alışık olmadıkları için subayı yaban olarak adlandırırlar ve hergün kitap okuduğunu gördüklerinde ise büyü yaptığını düşünürler. Subay,köyün ağasının ekonomik yönden şeyh yusuf ile birlikte köylüyü somurduklerini görür ve buna karşı çıksada yapacak pek bir şey yoktur . Sakarya savaşında köye yunan birlikleri gelmeye baslar köylünün, yunan birlikelinin girişini sevinçle karşılamasını görünce, sadece düşmanın yunan birlikleri olmadığını ve nasıl bir cehaletle karşı karşıya olduğunu o zaman anlar