Spinoza Metafiziği ve Siyasetin Gücü

Yaban Kuraldışılık

Antonio Negri

Most Liked Yaban Kuraldışılık Posts

You can find Most Liked Yaban Kuraldışılık books, most liked Yaban Kuraldışılık quotes and quotes, most liked Yaban Kuraldışılık authors, most liked Yaban Kuraldışılık reviews and reviews on 1000Kitap.
Spinoza'da varoluş uzamdır, bir parçalar çoğulluğu ve her şeyin ötesinde nedensel bir mekaniz­madır. Kipin varoluşu çoğulluktur, belli bir hareket ve durakla­ma ilişkisince tanımlanan bir parçalar bütünlüğüdür.
Sayfa 253Kitabı okudu
egemen iktidarın sınırsızlığı (mutlaklığı), ne denli multitudo'nun toplumsal ve politik ihtiyaçlarının sürekliliği boyunca gelişirse, devlet de konsensüsün belirlenimince o denli sı­nırlanır. Öyleyse, konsensüs normundan kopuş, doğrudan savaşı te­tikleyecektir. Sivil haktan kopuş kendinde bir savaş hakkı nedenidir. "Yurttaşlar topluluğunun kendi çıkarını gözetmek için bağlı olduğu, korku ve saygı uyandıran kurallar ve nedenler, sivil hakka değil do­ğal hakka aittir, çünkü bunlar sivil hakla değil, ancak savaş hakkıyla doğrulanabilirler. Ve bir topluluğun bu kural ve nedenlere bağlılığı, bir insanın doğal durumda iken, kendi kendinin düşmanı olmamaya ve kendi hakkını gözetmeye bağımlı olması, aksi halde kendi kendi­ni yıkacak oluşu gibidir; ve de bu tabi olma değil, insan doğasının özgürlüğüdür" (IV:S). Bu pasajlarda bizi hayrete düşüren şey, sivil hakkı savaş hakkından ayıran belirgin hattır. Aslında bu bizi çok fazla şaşırtmaz çünkü varlığın kurucu süreç tarafından hep daha yüksek kusursuzluk aşamalarına ancak antagonizma yoluyla taşın­dığını gayet iyi biliyoruz. Devlet, egemenlik ve de iktidarın sınırsız­lığı, kurucu sürecin, gücün temel antagonizması aracılığıyla süzülür. Devlet ufku savaş ufkudur.
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
doğal hakkın transan­dantal devrinin eleştirisi, iktidarın hukuksal kökeninin eleştirisi. Sorun tebaa (subditus) ve yurttaş (civis) arasındaki farkla ortaya ko­nur (III:l). Bu fark standart doğal hak doktrininde, saf birlik olgu­ sunu üstbelirleyen sözleşme yoluyla dolayımlanır ve düzenlenir. Spi­noza'da ise, sözleşmenin kendisi de bireyci tanımlaması gibi çoktan elenmiştir. Burada sözleşmenin elenişi pozitif bir işlev görür. Birey­den genele geçiş, Spinoza' da ilkesel olarak reddedilir. Geçiş kolek­tif bir biçimde gerçekleştirilir. Öyleyse bu, insanların sahip olduğu hakların devri değil, insanların kolektif kuruluşudur.
Sayfa 320Kitabı okudu
Spinoza anayasal işleyişe dair her türlü resmi faktörü kökünden reddeder: Sınırlar kuvvetlerden oluşur; iktida­rın (potestas) sınırları güçler (potentiae) tarafından tanımlanır. Bu demektir ki, monarşik işleyişin sınırları, fiziksel sınırlar oldukları oranda hukuksal sınırlardır; ancak anayasada ve onun açılımında maddi olarak geçiyorsa resmi belirlenimlerdir. Spinoza'nın tezini desteklemek için öne sürdüğü ahlaviyatlara bakarsak, bütün politik biçimlerin açık bir şekilde kurucu süreçler olarak görüldükleri oran­ da değerli olduklarını fark ederiz. (Vl:9-40). Monarşik yönetim (salt tarihi olgudan yola çıkarak), hukuksal tanım soyutlamasından sıy­rılıp iktidar ve karşı karşıya gelen güçler ilişkisi bağlamında ortaya konduğunda, rasyonel bir öğe haline gelir. Mutlakiyetçilik ılımlılaş­tırılmıştır; ılımlılık dinamik bir ilişkidir ve bu ilişki bütün tebaayı kurucu düzenlemeye dahil eder. Anayasal denge, güçler arasındaki çarpışma-dolayım-karşıtlıktır. Ve bu süreç, multitudo'nun kolektif bir insan özü olarak gelişimidir.
Sayfa 331Kitabı okudu
İktidar (potes­tas) batıl itikattır, korkunun örgütlenişidir, yokluktur; güç kendini kolektif biçimde kurarak ona karşı çıkar.
Sayfa 360Kitabı okudu
Talihin belirsiz nimetlerine duyulan aşırı arzunun cazibesine kapılmış insanlar, deliliğin ve fanatizmin tuzağına düşüp kendilerini hükümdarın mutlak iktidarına bırakır.
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
29 öğeden 31 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.