Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler

Hermann Hesse

Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler Quotes

You can find Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler quotes, Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
öyle hissediyordu ki, bu yeryüzündeki hiçbir şenlik, hiçbir eğlence yüreğinde bir neşe ve sevinç duygusunun yeşermesini sağlayamayacak, bu cıvıl cıvıl hayatın ortasında yalnızlıklar içinde bir garip kişi, adeta bir seyirci, bir yabancı gibi yaşamını sürdürecekti.
Sayfa 36 - pdf (şair)
Çevremizi saran bunca gece! Ne korkulu, ne berbat acılı yollardan geçiyoruz, toprak altında kalmış ruhumuz derin dehlizlerde ilerlemeye çalışıyor, ezelî ve ebedî kahraman, ezelî ve ebedî Obysseus! Ama yürüyoruz, yürüyoruz, belimizi büküyor, bata çıka yürüyoruz, adeta boğulur gibi yüzüyoruz balçık içinde, kaygan ve kara yürekli duvarları tırmanıyoruz. Ağlıyor, cesaretimizi yitiriyor, korkuyla feryat ediyor, acılar içinde uluyor, dişimiz tırnağımızla kendimize bir yol açıp ilerlemeye çalışıyoruz.
Reklam
dünyadaki onca sefalete karşın yine de sızlanıp şikayet etmeksizin yaşayıp giden insanlara rastladıkça şaşmadan duramıyordu.
Sayfa 31 - pdf
tanrım, şu sevgi denen şey insanın nasıl da aklını başından alıyor!
Sayfa 20 - pdf
10 dilek dileme hakkı daha istiyorum(?)
bir tek dilek dileyeceksiniz sadece, istediğiniz dileği dileyebilirsiniz, ama yalnız bir tek dilek, tamam mı!
Sayfa 9 - pdf
+1
gönlünden ne dilekler geçiriyor, ne hayaller kuruyordu!
Sayfa 5 - pdf
Reklam
Tanrım, biliyordum artık: Dün şarap olan şey, bakıyordum bugün sirkeye dönüşmüş. Ve sirke bir daha asla şarap olmuyordu !
Dünyadaki onca sefalete karşın yine de sızlanıp şikayet etmeksizin yaşayıp giden insanlara rastladıkça şaşmadan duramıyordu. Her acıyı neşeli bir kahkahanın, her ölüm yasını neşeli bir çocuk şarkısının izlediğini, her sıkıntının, her bayağılığın yanında bir güzelliğin, bir esprinin, bir tesellinin, bir gülümsemenin yer aldığını hayranlıkla görüyor, bunu da harikulade buluyordu..
Dünyada pek çok ses vardı, her sese kulak vermek için de belli saatleri vardı ruhun ve belli anları..
"Bizim buradaki ölülerin yüzlerine bir bak şöyle, bunu görürsün. Hiç de kolay ölmüyor kimse, zor ölüyor, istemeye istemeye, gönülsüz ölüyor.”
Reklam
Düşmeye başlamıştım, yuvarlanıyor, sıçrıyor, uçuyordum; hava anaforlarına yakalanmış, mutlu, duyduğum hazzın acısıyla titreyerek sonsuzluk içinden aşağılara düştüm ve annemin kucağında aldım soluğu.
Ben onlardan çok daha yüksekteydim kuşkusuz, ama bulunduğum yere korkudan sımsıkı yapıştım, onlarsa hiç korkdn boşlukta kuş gibi süzülüp duruyordu. Görüyordum ki, hayli yüksekteydim, bana göre bir yer değildi burası. Onlarsa kendilerine uygun bir yükseklikteydiler, ne yerdeydiler, ne de benim gibi böyle kahrolası yüksek bir noktada; ne insanlar arasındaydılar, ne de benim gibi yapayalnız, insanlardan soyutlanmış. Kaldı ki, sayıları pek çoktu. Benim henüz kavuşamadığım bir mutluluğu sergilediklerini görüyordum.
Ölmek, tasarlanamayacak kadar büyük bir haz, burada kalmak anlatılamayacak kadar büyük bir azaptı. Bir şey olması, hemen, bir an önce olması gerekiyordu yoksa hem biz, hem dünya dehşetle taş kesilecektik.
“Hiçbir şey kalıcı değildir, yeni olan her şey gün gelir eskir.”
Bizim buradaki ölülerin yüzlerine bir bak şöyle, bunu görürsün. Hiç de kolay ölmüyor kimse, zor ölüyor, istemeye istemeye, gönülsüz ölüyor.
Sayfa 66
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.