Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı
Sadettin ÖktenYahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı Posts
You can find Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı books, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı quotes and quotes, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı authors, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı reviews and reviews on 1000Kitap.
görmek ilk bakışta iradî ve şuurlu bir eylem gibi algılanırsa da bir başka boyutta düşünüldüğünde belki bir nasip ve kader oyunudur.
eşyaya hükmetmek...
Tabiata bakış, onu çözümleyiş ve o çözümlemeden yararlanarak bir TAHAKKÜM sistemi kurmak, Batı medeniyet algısının rasyonel tabanından kaynaklanan bir yaklaşım ve uygulamadır. Buna karşılık eski insanımızda tabiata baktı. Ancak onu akıl ile irdeleyip açıklanacak ve sonra kullanılacak bir meta olarak görmedi. Onun esrarında onu halk edenin kudret ve sanatını idrak etmeyi, önce hayret sonra hayranlıkla bu idraki bir muhabbet ve teslimiyete dönüştürmeyi tercih etti. Bu da bizim muktedir ve mütehakkim Batı karşısında mağlup olan ancak ruh ve gönül planında herkese yetecek kadar muhabbeti bulunan medeniyet anlayışımız idi. Bu anlayış rasyonel Batı karşısında zor bir yüzyıl geçirdi. İnsanlar ezici maddi gücün dünyaya zulüm ve nefretten başka bir şey getirmediğini anladılar. Ancak henüz daha muhabbetin değerini takdir edecek seviyeye gelmediler. Bu yeniçağa Batılılar “postmodernite” diyorlar.
mekanın insan üzerinde ki etkisine dair müthiş bir yaklaşım
Ruhun feraha kavuşması için ilk ve önemli şart maddi ortamın veya çevrenin belli bir sükûnet, sadelik ve denge içinde olmasıdır. Etrafınızda bir karmaşa, gürültü, sıkışıklık ve düzensizlik yaşamaktaysanız, hiçbir ruhi probleminiz olmasa da bir süre sonra bu hal sizde manevi bir kesafet ve gerginlik uyandırır. Dünyevi meseleler sebebi ile ruhen sıkıntısı olan birisi, böyle bir ortama düştüğü zaman onun sorunları katlanarak artar.
Onlar hayatta mahrumiyet denen şeyin olmaması için çalışırlar ve kurdukları dünyada bunun olmadığına inanırlar. Ancak kadim zamanlarda ya da modern çağlarda hayata uzaktan bir bütün olarak bakan hikmet sahibi nazar, varlığın mahrumiyetle iç içe olduğunu ve ondan asla ayrılmadığını, ayrılmayacağını görür. Bu dünya bir mahrumiyetler dünyasıdır.
Dış görünüş itibariyle Üsküdar’ın fukara evleri ve donuk lambaları ile Sanayi Devrimi’nin varoşlara hapsolmuş evleri ve insanları birbirine benzese de ilkinde büyük huzur ve ferahlık, ikincisinde ise sefalet, yokluk, ümitsizlik ve isyan vardır. Lambası uyanmış veya uyandırılmış bir fukara evine misafir olan Cihangirli seçkin ve Batı’ya dönük insan, burada hayatı boyunca belki hiç tatmadığı bir duyguyu tadacak, varlığın farklı ve yeni boyutları ile tanışacak. Bu hissiyat mağfiret ve ihlas güzellikleridir. 
Sadettin Ökten: Kimlik krizimiz halen devam ediyor. Eski veya klasik bizim mazi-
mizdir ve kimliğimizin somut göstergesidir. Eskiyi veya klasiği eski ya da klasik oldu-
ğu için değil, yapıldığı dönemde değer-eylem ilişkisini, daha doğrusu bütünlüğünü
yansıttığı için çok önemli buluyorum. Bu açıdan bakıldığında günümüzde yaşayan
insanımız eski ya da klasiği bilmek, anlamak ve sevmek mecburiyetindedir. Çünkü o
birikim, bize ait özgün kimliğin bir dönem için görünür hale gelmiş, deneyimlenmiş
ve topluma mal olmuş bir uygulamasıdır. Ancak biz bugünü yaşıyoruz. Kimliğimizin
temel ögesi olan İslami değerler sistemini koruyarak ona dayanan bir eylemler bütününü,kısaca bir kültür biriktirmek zorundayız ...