Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, oldukça sosyal ve çapkın biridir. Tatilini kendi deyimiyle, güzel bir bayanla 'taçlandırmak(!)' ister. On iki yaşında oğlu olan, son derece güzel ve alımlı bir bayanı gözüne kestirir. Bayanın kalbini kazanmak için de oğlu Edgar'ın kalbini fethetmeyi ilk basamak olarak görür ve bu planını başarıyla gerçekleştirir.
Anneye bir adın daha yaklaşan baron, kadınla yalnız kalabilmenin yollarını arar ancak Edgar çok sevdiği arkadaşını bırakmak istemez. Sonunda annesi ve baron Edgar'ı başlarından savmayı başardıklarındaysa, Edgar annesiyle arkadaşının arasındaki yakınlaşmayı fark eder.
Hikayemiz Edgar'ın bu durumun karşısında neler yaşadığını anlatmasıyla devam ediyor. Stefan Zweig bir çocuğun gözünden olayları o kadar güzel anlatmış ki anneye öfkelenip, çocuğun duygularını bire bir anlayıp, Edgar'ın durumuna üzülmemek mümkün olmuyor.
Bazen yetişkinlerin dünyasını çocukların, yetişkinlerden çok daha berrak ve net gördüğünün hikayesini çok beğeneceksiniz.
Keyifli okumalar...