İttihatçılar sigorta memuruna gitmişler. Memur, “Nesiniz” diye sormuş. “İttihat ve Terakki Fırkasındanız” demişler. Memur, “ Siz sigortaya kabul edilmezsiniz. Çünkü sizin hayatınız tabii ölümle değil, tesadüfi ölümledir. Nihayetiniz bir kurşun ya da üç ayaklı bir sehpa.”
Yakup Cemil
Cavit Bey, İstiklal Mahkemesindeki müdafaasında da
"Ne garip cilve-i talihdir ki, Reis Beyefendi, önden harb istemediğim için beni öldürmek isteyen adam, iki sene sonra sulh istediği için asılıyordu."
der.
Eşref, Enver Paşa’ya Yakup Cemil meselesini
kendisinin ihbar ettiğini aktarıyor:
“Gördüğüm tehlikeleri söyledim size.
Hatta gece demedim geldim, vazifemi yaptım.
Kanun ve tarih huzurunda ak alın bulunmaktayım...
Kimse kimseyi anlamıyor
Yakup Cemil Bey çoktan
kovulmuş Teşkilat-ı Mahsusadan
idam mangasınin kurşunları yağıyor
göğsündeki "liyakat nişanı' na
Attila İlhan
Yakup Cemil münferit sulhu savunur ancak bu münferit sulhun nanan galip vaziyette iken gerçekleşmesi gerektiğini de vurgular. Mağlúp vaziyette
iken münferit sulh teklifinde bulunmanın asla uygun olmadığını belirtir.1916 senesi itibariyle Çanakkale ve Kutü'l-Amâre Zaferi 'nin elde edildiği bir ortamda sulh teklifinin Osmanlı'nın elini güçlendireceğini düşünür.