Yakup Cemil Posts
You can find Yakup Cemil books, Yakup Cemil quotes and quotes, Yakup Cemil authors, Yakup Cemil reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı idarecilerinin ciddi tepki gösteremediği İtalyan notasına Ittihad ve Terakki Cemiyeti çok sert cevap verir. Cemiyet, İtalyanların tekliflerini geri çekmemeleri hâlinde bütün milletin yekvücut halinde "merdane ve cansiperane" savaşacağını katiyetle vurgular. Zaten Enver Bey, Trablusgarp'taki fena durumu hissettiğinde
Sayfa 53Kitabı okudu
31 Mart Vakası ve Yakup Cemil'le ilgili ilave edilmesi gereken bir husus da Yıldız Sarayı'nın yağması iddiasıdır. İttihâdçılar iktidardan çekildikten sonra 1919'da gündeme gelen ve davası görülen Yıldız Sarayı'nın yağmalanması mevzuunda Yakup Cemil'in adı da geçer. İkdam gazetesi, Saray'ı yağmalayanlara ve yağma edilenlere yönelik bir haber yapar; bu haberde Yakup Cemil'in mühim miktarda tahvilat elde ettiği iddia edilir. Yağma iddiası ayrı bir bahsin konusu olsa da Yakup Cemil hakkındaki bu iddianın sorunlu olduğu söylenebilir. Zira 31 Mart Vakası çıktığında Yakup Cemil, İran'daki meşrutiyet mücadelesine destek veren grubun içerisindedir. Yakup Cemil ve arkadaşlarının İstanbul'a gelişleri vakanın bastırılması sonrasıdır. Bu münasebetle bu haberdeki bilginin doğru olmadığı düşünülmektedir.
Sayfa 39Kitabı okudu
Arkadaşlar hiç harp tarihi okumadınız mı? Hiç olmazsa Rus Muharebesi'nden sonra yazılan Başımıza Gelenler namındaki kitabı da okumadınız mı? İnsanlar harbi sulh zamanında kazanırlarmış. Bu umumî tabir bize anlatmak istiyor ki ordunun geçeceği yollar, şimendiferler, erzak ambarları, menziller, yetiştirilmiş kitaat, çok zabitan kadrosu, iyi bir erkân-ı harbiye ve onun düşündüğü, hazırladığı iyi bir harp planı hazırlanır yine etrafa bakılarak zamanımızda ittifaksız yürümek kabil olmadığından iyi bir müttefik aranır ve bu harbe başlamadan evvel de cemiyetimizin içinde az çok çalışmış arkadaşlar bir araya toplanır; ilerisi gerisini düşünür, ondan sonra işe başlar. Yoksa benim haberim yok, sen bir şey bilmiyorsun, ötekine danışılmamış, mücerret iki şahsın hodbehot karar birçok vermeleriyle yukarıda bahsettiğimizin hiçbirisi hazır olmadığı hâlde ve harplerden ve dâhilî musibetlerden korunulmuş olduğumuz münasebetiyle belki başlanılmasa idi iyi olurdu. Mademki başladık, artık bunu yüklenmiş ol duğumuzdan nihayetini getirmek lazım olduğunu ve bu nihayetini getirmek la kırdısından yine tekrar ediyorum. Daima silahla değil; siyasetle çalışmaklığımız lazım olduğunu söyledim.
Sayfa 31Kitabı okudu
Yakup Cemil, 1908 Haziran'ının ilk günlerinde İttihâd ve Terakki Cemiyetine katılır ve "hürriyet" mücadelesinin "seçkin" bir neferi olur. Tam bu dönemde İngiltere ile Rusya, 9-12 Haziran 1908'de Reval'de bir mülakat gerçekleştirir ve bu mülakat, İttihâdçılar tarafından, Makedonya'nın taksimi olarak algılanır ve bir çare-i necat [kurtuluş çaresi] olarak Meşrutiyet'in ilanı için harekete geçilir. 3 Temmuz'da Resneli Niyazi (1873-1913), 5 Temmuz'da Enver Bey (1881-1922) ve 20 Temmuz'da Eyüp Sabri (1876-1950) meşrutî idare için dağa çıkar. Yakup Cemil de Üçüncü Orduda görev yapan bir asker olarak II. Meşrutiyet'in ilanı için var gücüyle gayret gösterir. Netice itibariyle Resneli Niyazi, Enver Bey ve Eyüp Sabri gibi isimlerin dağa çıkışları etkili olur ve “uğruna mücadele" edilen Meşrutiyet, 23 Temmuz 1908'de ilan edilir. Tabii ki bu Meşrutiyet, İttihad ve Terakki Cemiyetinin Selanik-Manastır kolu için daha ziyade "Makedonya'nın kurtulması” olarak algılanır. Yani Cemiyetin Paris merkezindeki algıdan biraz farklıdır.
Sayfa 28Kitabı okudu
Makedonya'nın nevi şahsına münhasır durumu tüm İttihâdçıları olduğu gibi “Pireyi gözünden vuracak kadar nişancı” olan Yakup Cemil'i de derinden etkiler. Onu “geleceğine damga vuracak şekilde" biçimlendirir. Yakup Cemil ve İttihâdçılar, Makedonya'yı âdeta "Lâ râhate fi'd-dünyâ, hele fi'l-Makedonya!" olarak görürler: Yani "Dünyada rahat ve huzur yoktur; hele Makedonya'da hiç..."
Sayfa 28Kitabı okudu
Bir sarık, bir de uzun cübbe...
Şeyh eden şabi bugün Hilat'tır!
Şeyhülislam olagelmiş Hayri
Gerçi fetvayı veren Talat'tır.
Sayfa 82 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu