Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bozkırdan Hanedana

Yakup Peygamber'in Uzağında

Nurlan Nazlı Kaya
9/10
23 Kişi
62
Okunma
20
Beğeni
1.391
Görüntülenme
Bu masal; Mısır'ın kadim zamanlarından, sıcak köle pazarlarından, yorgun Yahudi duvar işçilerinin arasından küçük bir toz zerresi gibi havalanıyor, bozkırın kurak ve öfkeli rüzgârlarında savrulup Ertuğrul'un o nazenin Domaniçi'ne ve sancağını gözyaşları içinde diktiği Söğüt'e savruluyor. İbranice fısıldayan atalarının fısıltılarından kulaklarını tıkayarak kaçan ve bir yandan da dedesi Musa'nın Tur Dağ'ında yaktığı ateşe, bir ateş böceği misali dönen bir adamın gizli dehlizlerinde tomurcuklanıyor. Bu tomurcuk, çekik gözlü bir Kayı kadının rahminde filizleniyor. Çiçek açıyor kadının rahmi ve elleri, gözleri, bedeni İsrail; ama dilleri ve halleri Bozok olan bir genç kıza dönüşüyor. Bu arada Mezopotamya'da çalan şaman davullarına rağmen, Gürbüz Han'ın sülalesinden gelen bir halk, kendi kozasını örüyor, alacalı bir kelebeğe dönüşmek için… Doğunun en izbe, en kurak, en aç bozkırlarından kaçan Oğuz aşiretleri yüzlerine batıyı çalıyorlar. Masal, Bizi çölün uçsuz bucaksız saldırgan düzlüklerinden, Yahudi oğlanlarının kılıçtan geçirildiği o kâbuslu zamanlarda yakalıyor, kozasından çıkan 24 aşiretin o kelebek zamanlarına; Osman Bey'in yağız delikanlılık çağından güçlü ve kararlı bir beye devşirildiği yıllara getiriyor. Domaniçi'nde çadırlar kuruluyor, atlarının kuyrukları bağlanıyor, ağıtçı kadınlar daha çok kanlı gözyaşı için yanaklarını kanatıyor, efsunlar dökülüyor, abalar dokunuyor, hayaller kuruluyor, kılıçlar çekiliyor, yiğitler büyütülüyor, dergâhlar zikirlerle inliyor, bilgeler konuşuyor, beyler dinliyor. Ertuğrul'un esmer oğulları yüzlerini, güneşe çeviren ayçiçekleri gibi susuzluktan kırılmış aşiretlerini; denizi bol, limanı bol, açık tenli kadını bol, topraklara çeviriyorlar. "Toprak düpedüz kaderdir." diyor Osman Bey, "Ölülerimizi sulak topraklara gömme zamanıdır!" Masal, Bu değişen ve dönüşen zamanın arasından bir aralık bulup deli bir aşka dönüşüyor ayrıca. Bir beyin oğluna, bir rüyanın, bir düşün veliahdına duyulan bir aşka… "Elif" olarak başlıyor bu aşk ve "vav" olarak devam ediyor. Bize bu değişen ve kanlı dünyada bile bazı hikâyelerin hep aynı hikâyeler olduğunu anlatıyor. "Orhan," diye fısıldıyor, "Orhan, o güzel beyin oğlu, sen bir şehirden daha değerli misin?" Masal, İhtiyar bir meddah gibi okuyucusunu kâh bir çöle, kâh bir bozkıra, kâh bir bey çadırına, kâh bir mürşidin dizinin dibine, kâh bir şölen yemeğine, kâh bir tekfur kalesine, kâh bir yaralı kalbin içine fırlatıyor ve tarihin o gizli dehlizlerinden gelen bu büyülü ve ağulu hikâyeleri anlatıyor. Bu yüzden ıssız limanlara ulaşması gerek! (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Nurlan Nazlı Kaya
Nurlan Nazlı Kaya
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.Sayfa Sayısı: 184Basım Tarihi: 2014Yayınevi: Demos Yayınları
ISBN: 9789944387491Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
184 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Devlet olma yolunda temelleri atılan bir Kayı boyu ve onların yaşayışları, hayalleri, kadınların duaları, erkeklerin yiğitlikleri ve Toprağın Orhan'a duyduğu aşk... Sadece Orhan'a aşık Toprak değil diğer kızlarda sevdalıdır ama toprak başka türlü sever. Gölge gibi takip eder, nefes gibi her an düşünür. Yüzünün her tarafını bir bakışıyla
Yakup Peygamber'in Uzağında
Yakup Peygamber'in UzağındaNurlan Nazlı Kaya · Demos Yayınları · 201462 okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Osmanlı Devleti kuruluş yıllarında Osman Bey'in iktidarda olduğu zamanda geçiyor. Orhan Bey'e aşık Hâfız bir kız olan Taprak'ın ağzından anlatılıyor olaylar. Taprak'ın, Yahudi asıllı olduğu dolaylı olarak söyleniyor. Babası Taprak'ı bırakıp Osmanlı devletine gidiyor. Taprak'a aşık Birant da Orhan Bey'in Amcasinin oğlu. Sonunda Taprak ve Birant evleniyor. Ben Kuşlar Cinayeti Çabuk Unuttu adlı kitabını daha beğendim fakat bu kitabı da okumaya değer.
Yakup Peygamber'in Uzağında
Yakup Peygamber'in UzağındaNurlan Nazlı Kaya · Demos Yayınları · 201462 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.