Bir arkadaşın tavsiyesi üzerine okuduğum kitapta; Samim, Besim ve Mefharet babalarının servetiyle hayat süren üç kardeştir. Mefharet, kocasını genç yaşta kaybetmiş ve çocuklarıyla, ağabeyi Samim ve erkek kardeşi Besim ile oturmaktadır. Roman Mefharet’in kızı Selmin’in Paris’te yaşayabilmek için hamile kaldığı yalanını söylemesiyle başlar. Kızının hamileliğini dayısı Samimden şüphelenen anne bu olayı Besim ile paylaşırken, yaşadığı krizler, fenalıklar bunu yanı sıra Besim'in rahat tavırları ve sadece yemeği düşünmesi de kişiler arasındaki yalnızlığı da gözler önüne sergilenmiş.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu sefer Samim ve arkadaşı Meral sahneye çıkıyor. Samim'in yazmaya çalıştığı 'Simeranya'' kitabında hayata yeniden düzen vermeye çalışırken, Meral'in yurt dışında yaşama hevesi Samim'in Meral hakkında analizleri ve tahlilleri romana ayrı bir renk katmış.
Kitabın sonuna doğru Meral'in Yalnızlığından ve yurt dışına gitmek için evde kaçma isteği, kafasında hayatındaki gelgitleri yaşarken bir anlık dikkatsizliği sonucu acı sonu, bunun olacağını hisseden annesi ve samim....
Peyami Safa’nın okura hissettirmek istediklerini etkili anlatım biçimiyle ve üzücü bir sonla bitirmesi etkili bir veda ediş olmuş. Kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım.' sözü ile kitaba nokta koyabilirim...