Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yalnızlığın İcadı (1984)

Bülent Parlak

Yalnızlığın İcadı (1984) Sözleri ve Alıntıları

Yalnızlığın İcadı (1984) sözleri ve alıntılarını, Yalnızlığın İcadı (1984) kitap alıntılarını, Yalnızlığın İcadı (1984) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"KABUKSUZ YARALAR..."
- "... Aslında baban seni öldürmedi Gökhan! Kendini sana yeryüzünde bir ceset gibi hissettiren duygu, babanın intiharından sonra kendine muhkem bir yer bulamayışındı. Çünkü babası erkenden ölmüş bütün çocuklar gibi senin de veli toplantılarına gidecek kimse bulunamadı. Üniversite yıllarında herkes sana kuşkuyla baktı. Senin yanında gezdirdiğin ölü devrimcilerin hayaleti, sesi kısılmış koro şeklinde yanı başında öylece bekliyordu. İşte bu yüzden kabuksuz yaralarını kaşıyıp durdun. Kırgın bir deniz gibi sokakların tam ortasında kaldın. Annene sürekli “babam beni niye öldürdü?” diye sorman o zamanlar başladı.
kapı kapı aradığımız doktoru bir müddet sonra odasında bulmaca çözerken bulduk. işte o zaman anladım ki hayat, bulmaca çözenlerle ölümü bekleyenlerin arasındaki o ince çizgiden ibaret. bulmacayı ve kahvede bulmaca çözenlerinkinden daha pahalı olan kalemini kenara bırakan doktor sırayla yüzümüze, röntgen filmine, anneme, bana ve boşluğa bakıyordu. biraz sonra annemi koridordaki sedyeye yatırmamızı söyledi. "bırakın ve gelin" ağzından çok kolay döküldü cümleler:
bülent parlakKitabı okudu
Reklam
İnce parmaklı ellerim ancak bir boşluğu tutacak kadar güçlü, yüzüm çekim hakkını kaybetmiş bir fil kadar donuk; içim Rus ruleti.
Sayfa 85 - İzdihamKitabı okudu
Bir gün anladım ki; ne gidenin geldiğine şahit olan bir kimse var, ne de kalanların özlemini gidereceği bir pazar.
Hiç gelmedi. Hiçbir zaman. Hiç gelmeyecek! Bir gün anladım ki; ne gidenin geldiğine şahit olan bir kimse var, ne de kalanların özlemini gidereceği bir pazar.
"HARİTAM KAYIP..."
- "... Bu yasaklı yerde, meyveyi ancak bir ağaç parasız veriyor. Köşedeki bakkal, Sinop vilayetimizi sevmeye çalıştığımı duyunca bana yardım edeceğini söyledi. Akşamına çeşit çeşit harita, plan, kroki, valiliğe ait künye yollamış. Haritası dışında Sinop’un sevilecek bir yönüne denk gelmedim. Kızım, hani demiştim ya “haritam kayıp” diye; Sinop vilayetimizin coğrafi haritası da bir çare olamadı. “Bulutlar Sinop’a gitmesin.” diye ettiğim duanın kabul edilip edilmediğini her akşam meteoroloji bültenlerinden takip ediyorum. Üç gündür uğramıyor. Mevsim kış..."
Reklam
İnsan kendi ağrısını herkesin ağrısından büyük zanneder.
Sayfa 101 - İzdiham yayıneviKitabı okudu
"HÜZNÜ EN İYİ ANLATAN ŞEY SESSİZLİKTİR..."
- "... Bazı kadınlar zılgıttan beslenir bu topraklarda... Sesleri ne kadar fazla sokağa taşarsa, üzüntülerini o kadar çok taçlandırdıklarına inanırlar. Çünkü bağırarak söylenen her ağıdın hayranı fazladır. Bazı kadınlar ise, başlarında yemenileriyle doğuştan bir soylu gibi davranırlar. Ne ölümün çığırtkan tarafları onları başka bir insana dönüştürebilir, ne de kırk gün kırk gece sürecek şamatalar. Asiller kamarasında yetişmiş bu evlatlıklar, karşılaştıkları olağan dışı durumlarda bile hiçbir şeyin sükûnetlerine dokunmalarına izin vermezler. Belki annem, o sessiz kavme ait bütün kadınlar gibi şu sırrı fark etmişti: Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.