"Gözyaşı ne kadar kederli akarsa o kadar iz bırakırdı düştüğü yere."
YAMALI YÜREKLER & ABDULLAH KÜÇÜKKAYA
Hatırlar mısınız? Orda bir köy var uzakta gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür diye bir çocuk şarkısı söylerdik küçükken. İşte "Yamalı Köyü" o köylerden biri, Kızılırmakın çağıl çağıl akıp
Yamalı Yürekler kitabiyla geldim bugün huzurlarınıza..İlk kez okuduğum bir yazar .buram buram Anadolu kokan bir kitaptı.Ben de İç Anadolu topraklarınin bir insanı olarak özümseyerek okudum kitabı..
Benim annemin bir lafı vardı. "Ön teker nereye giderse ,arka teker de oraya gider "derdi hep .Yani kızlar çoğu zaman annelerinin kaderini sürdürür. Zavallı Zemheri de öyle, anasının kaderini yaşayan, güzeller güzeli bir kız..Hikaye Sivas a bağlı Yamalı köyde geçiyor, öyle fakir ki köyde yaşayanlar, giysileri yama içinde dolaşıyorlar, öyle ki köyün adına yansımış bu fakirlik..Yağmur Bey köyün zenginlerinden ,ama aç gözlü, kumarbaz ,kötü kalpli bir adam .Ferman Bey de köyün ağası (zihnimde film gibi canlandırdım hep ,Ferman Bey Erol Taş, Zemheri Hülya Kocyigit)
Ferman Beyin sümsük oğluna Zemheri yi veriyorlar ,karşılığında Yağmur Bey in kumar borçları ödeniyor. Zemheri kaçıp kendini Kızılırmak in serin sularına bırakıyor. Ali onu bulup çıkarıyor ve dedesi Hurdacı Ahmet le evlerine saklıyorlar onu.Rabia Ana ona kızı gibi bakıyor .Tabi Ferman Bey in kötülüğü durur mu ?kızlarına kadar kaçırıyorlar koydekilerin kızı bulmak için.
Sonunda neler oluyor derseniz okuyun bakın, neler neler ?
Yamalı Yürekler - Abdullah Küçükkaya
"Dünyanın başına ne zaman bir felaket geldiyse bil ki, sevenleri ayırmaktan olmuştur."
“Gözyaşı ne kadar kederli akarsa o kadar iz bırakırdı düştüğü yere.”
Hüseyin Rahmi tadı aldığım son dönem kitaplarından epey sağlam bir hikaye.
Sivas’ta bir köyde geçiyor hikaye. Yamalı kıyafetleri ile ünlü ve dillere destan sevdaları ile dillere pelesenk bir köy Yamalı Köyü.
Köyün önde gelenlerinden Ferman Bey’in oğlu Erkan, kumar bağımlısı Yağmur Bey’in kızı Zemheri’ye aşık olur. Yağmur Bey kızını vermek için tüm köylünün arazilerini almalarına yardım etme koşulu sunar. Zemberi ise zaten bu evliliğe baştan hazır değildir. Bir an evvel kaçmakta ve bir başka köylünün evinde saklanmakta bulur çareyi. Bu kaçışın sonu köyü iyice karıştırır.
Ne zamandır anadolu türkülerindeki hikayeleri okuyorum. Çok büyük haz alıyorum eskiden yaşanmış hikayeleri okurken. İşte bu hikaye de bana bu hazzı verdi. Köydeki yan karakterler bile alabildiğine geniş, okuma zevki sunuyor. Espritüel yaklaşımların olduğu diyaloglar mevcut. Bu yüzden Hüseyin Rahmi kalemine çok benzettim.
Basit ve sakin bir okuma için elverişli bir kitap. Öneridir