"...Selanik'te, Varna 'da , Priştina'da kalmanın zor olduğu 1800'lü yılların sonlarından itibaren Osmanlı'nın kalbine doğru belli belirsiz bir göç başladı.En çok acaba diyen ilk önce, en az acaba diyen tam yüz yıl sonra göçtü.
Vaktinde göç kararı veremeyen ataların torunlarına bıraktığı miras , kan ve gözyaşıydı..."
Kadir , Priştina'dan göçen bir ailede doğmuştu.İçinde bulunduğu koşullar onu vicdanına ters düşen ama engel de olamadığı bir yaşama sürüklemişti.Ve sonra yolları Ömür ile kesişti.
Bu iki arkadaşın yaşamı, birbirleri ile olan konuşmaları düşündürüyor okuyucuyu..Tam açık bir mesaj vermeyip , okuyucunun çıkarmasını istiyor yazar.Ya da ben böyle hissettim.
Gerçeklerden esinlenilerek yazılmış olması , kitabın sonundaki karikatürlerin yazara ait olması ve hikayede Ömür karakterinin karikatür yeteneği bulunması dikkat çekiyor.Bu kitabın okuyucuları arasında bir Kadir var mı o ayrı bir merak konusu...
Akıcı bir dili vardı.Kumarı konu edinen bir eser daha okumuştum.Dostoyevski'nin "Kumarbaz" kitabıydı.Bazı bölümlerde aklım ona gitti.
Ayrıca benim ailem de Selanik göçmeni, o yüzden hikaye beni farklı etkiledi .Ve dedim ki Kadir 'in dedesi keşke Priştina'da kalsa idi.