Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yansılar Kitabı

Münir Göle

Yansılar Kitabı Sözleri ve Alıntıları

Yansılar Kitabı sözleri ve alıntılarını, Yansılar Kitabı kitap alıntılarını, Yansılar Kitabı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
. Her şey zamanla silinir. Ama anımsama zamanı silinmez ve ölümsüz kılar. Pphilostrates .
Kimse geçmişle şimdi arasında bir köprü kurmanın, bu yolla da kendiyle bir uzlaşmaya varmanın değerini anlamaya yanaşmıyordu.
Reklam
"Yaşamak ve sevmek de ölüm kadar derin bir korku verir bize." R. D. Laing
Büyüklerimizin en önemli eksikliği, ruhun da madde kadar önemli olduğunu gözardı etmeleriydi bence. Sorunları somut yollardan çözmekti dertleri, oysa ruhun derinliklerine inip bir insanı tanımak ve onun beklentilerini karşılamak benim bulguladığım en güzel ilaçtı.
Okuduğumuz kitaptan aldığımız zevk değil, kitabın satışı, baskı sayısıdır önemli olan; en çok satan gazetenin dediğine inanır, en çok kişinin kullandığı arabaya güveniriz. Afişte en uzun kalan filmi seyretmeye gideriz; hep aynı kırmızı beyaz sigara paketleri durur masaların üzerinde. Ayrıklığımız, ayrıcalığımız, farklılığımız; benzerliğimizin, aynılığımızın sonucudur sanki.
. Ona varabilmek için bana geldiğini biliyordum. .
Reklam
İçinde bir şeyler, çoğu yıkılmış düşleri ayakta tutmak için direniyordu.
Paylaşılanlardır bir dostluğu oluşturan. Sakınmadan geçmişi kullanarak geleceğe yönelmektir belki, yeni koşullara değişime uyum sağlayarak ilerlemektir.
... insanın başkalarının gözlerine sunmayacağı, o gözler için uğraşmadığı, beğenilmek onaylanmak alkışlanmak için yoğunlaşmadığı, sadece kendine saygı duyarak dürüst bir biçimde kendiyle baş başa yüz yüze kalacağı, çekinmeden korkmadan aynaya bakabileceği bir şey bulmaktır en derin en yüce amacı.
Senin düşlemlerinde yaşayan ben değilim, kurdun beni. Bir anıdan yola çıkıp yarattın imgemi, sonra düşlerine yerleştirdin, düşlemlerinde yaşattın... İkimiz de bu imgede yaşanmamış bir şeyler bıraktık, kaçtığımız için acı çektik, ama nihayet döngüyü kapatmayı başardık. Ben bu odadan çıkabileceğim bundan böyle...
Reklam
Arayış
Buğuların arasında belirdi yine, elimi tutup yatak odasına çekti beni, çıplaklığını benimkine bastırdı, tavanda bir perde açıldı, çetin müzik o perdede yansımaya başladı, içinde bulunduğum bu boyutsuz dünyada burnum değecekmişçesine tavana yaklaşıyordum, yatak genişliyor, bir bacağı ve bir koluyla üzerimde duran, başını omzuma yaslamış gövde uzaklara çekiliyor, sonra dönüp gerisingeri içime giriyordu. Bir durgunluk çökmüştü gövdelerimize, arzuya, çiftleşmeye boşvermiştik; beynimizden yansıyan imgelerin bir an önce bitmesini, müziğin susmasını, uykunun bizi eline geçirmesini, kanatlarıyla sarsmasını, alıp götürmesini bekliyorduk. Ama gelmeyecekti o uyuşukluk, o boşluğa yuvarlanma, yitip gitme, bizi bitimsiz bir gecenin aşırı berraklığına terk edecekti ve sabaha kadar karmaşayla sürüklenmemize ses çıkarmayacaktı...
Yanılsama
Hangimiz ilgisiz kalırız hakkımızda söylenen laflara.? Özene bezene hazırladığım raporun zayıf noktalarını bulan patronum,maaşımın uzun zamandır artmadığını kafama kakan babam, yaşıtım birinin altındaki arabanın daha pahalı olduğuna dikkat çeken halam, kasıla kasıla son sevgilisinin göğüslerini anlatan bekar arkadaşım, her biri yaşantımın gidişatını ansızın değiştiren barometrelerdir. Nasıl olmasın? Her yaptığımızın içeriği değil, biçimidir önemli olan, böyle öğrendik taa baştan. Okuduğumuz kitaptan aldığımız zevk değil, kitabın satışı, baskı sayısıdır önemli olan; en çok satan gazetenin dediğine inanır, en çok kişinin kullandığı arabaya güveniriz; afişte en uzun kalan filmi seyretmeye gideriz; hep aynı kırmızı beyaz sigara paketleri durur masaların üzerinde.. Ayrıklığımız, ayrıcalığımız, farklılığımız benzerliğimizin, aynılığımızın sonucudur sanki.
Duygusal eğitimimiz sürüp gidiyordu, yaşam boyu gizli birer parçamız olan çitler bir bir düşüp yok oluyordu. Bunca yıl yanı başımızda olduklarını kolayca unutabildiğimize şaşıp kalıyordum. Başlangıçta ne kadar dikkat etsek de, o güne dek saklı tuttuğumuz doğa yüzeye çıkıyordu yavaş yavaş. Sabah uyanınca karmakarışık saçlar, hafif terli gövdeler, ağız kokusu, tuvalette çıkarılan sesler, farklı çiş fısırtıları, paylaşılan sperm, çıplak vücutların cinsel veya gündelik devinimleri, sağlıksız günlerin artıkları, dışkıları, kirli iç çamaşırları, ötekinin görmediğini sandığı bir anda hızla burna seğirten başparmak, adet günlerinin kanlı bezleri, yağlı eller, salyalar, tükürükler, sümükler, bütün salgılar... Kirli olduğunu sandığımız şeyler, tiksintiyi haklı çıkartan şeyler, evlilik öncesi birbirimizde görmediğimiz, birbirimize yakıştıramadığımız şeyler, büyük bir doğallıkla gelip birer birer birer aramıza yerleşiyordu.