Jungiyen Psikolojiye Göre Kadın ve Erkekte Erillik

Yaralı Damat

Marion Woodman

Yaralı Damat Posts

You can find Yaralı Damat books, Yaralı Damat quotes and quotes, Yaralı Damat authors, Yaralı Damat reviews and reviews on 1000Kitap.
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Önemli bir tezi var
Jungiyen teorinin pratikte nasıl kullanıldığını gösteren mükemmel bir örnek. Jungiyen psikoloji alanında okuduğum vaka örneklerini analizanların hikayeleri ve rüya analizleriyle birlikte aydınlatıcı bir şekilde ele alan ilk çeviri (Jung'un yazdıkları hariç...o zaten büyük bir deha). Önemli bir tezi var ve bu tez hem kadın hem de erkeklerdeki cinsiyete bağımlı olmayan eril ve dişil enerjileri ilgilendiriyor. Bu ana başlık vasıtasıyla, anne/baba kompleksleri, bireyleşme, ruh, tin, beden ilişkisi, yaratıcılık, güç, sevgi, cinsellik, ilişkiler gibi önemli başlıklar da Jungiyen bir perspektiften inceleniyor. Tüm insanlık olarak acilen kafamıza dank etmesi gereken meselelerden bahsediyor. Okurken her satırda "Kendine karşı dürüst ol!" çağrısını hissettim. Rahat okunan, su gibi akan bir kitap ama yanıltmasın çünkü ciddi bir içsel çalışmaya, kendini keşfe yönelik zorlu bir sürece davet ediyor. Okuyun bence.
Yaralı Damat
Yaralı DamatMarion Woodman · Timaş Yayınları · 20242 okunma
Her gece birlikte yattığımız bu inanılmaz dahi kimdir?
Pek çok rüya, özellikle de arketipsel derinliklerden gelen rüyalar, klasik dramalara benzer. Gerçek sanat da bu derinliklerden gelir ve rüyaların yapısı, imgelemi ve diliyle belirli benzerlikler gösterir. Bu, bilinçli bir durumun bilinçdışının bakış açısından çekilen fotoğrafları gibidir. Elbette pek çok modern rüyanın, tıpkı modern sanat eserleri
Reklam
Bir avuç tozda sana korkuyu göstereceğim
Bu kırmızı kayanın altında gölge var (Bu kırmızı kayanın gölgesine gel) Ve sana sabahları arkandan yürüyen gölgenden Ya da akşamleyin seninle buluşmak için uyanan gölgenden farklı bir şey göstereceğim. Bir avuç tozda sana korkuyu göstereceğim. (Yaralı Damat'ta T. S. Eliot'un 'Ölüler Gömülürken' şiirinden bir alıntı)
Sayfa 175Kitabı okudu
Sevginin hüküm sürdüğü yerde . . .
Bu tartışmada güç kelimesinin açıklığa kavuşturulması elzemdir. Kendi potansiyelimizle temas halinde olmadığımız sürece başkaları tarafından kontrol edilme tehlikesine karşı savunmasız kalırız. Kendimizi tanımadan kendi hakikatimize dayanamayız. Bu nedenle başkalarının (erkek veya kadın) istilasına açık hale geliriz. Tek güç kaynakları çocukları üzerindeki tahakkümleri olan ebeveynlerin yetiştirdiği bireyler, kendi çocuklarını da tahakkümle yetiştirirler. Komşularının ne düşüneceğinden, geleneksel standartlara uyamamaktan ve yeni olan her şeyden ödleri patladığı için çocuklarının yaratıcılığı onlarda dehşet uyandırır. Onu olduğu haliyle sevemezler. Çocuğun kendisini görebildiği bir ayna olamazlar. Tek kaygıları, ister nazik bir yöntemle ister zalimce olsun, çocuğu kendi istediklerini yapmaya zorlamaktır. Sonuç olarak çocuğun dişil varoluşu güven duygusunu kaybeder. Güven olmadan, eril bir dürtü olan hayata katılma, yeni olasılıkların akışına göre hareket etme, yeni ilişkilere sevgiyle nüfuz etme dürtüsü engellenir. Çocuk korku ve sıkıntıya hapsolur ve bilinçli ya da bilinçdışı bir şekilde, iktidarını elinden alan, onu sakat ve kendisine bağımlı bırakan güçten nefret eder. Jung için güç, sevginin tam karşıtıdır. "Sevginin hüküm sürdüğü yerde" diye yazar "güç arzusu yoktur; ve güç arzusunun üstün olduğu yerde sevgi eksiktir.”
Çıkmazın Kalbi
Geçmişin ölü tanrılarından ayrıldığımızda her şeyi kaybederiz ve her şeyi kazanırız çünkü teslimiyet anımızda yaşayan tanrı ve tanrıça devreye girer. Tamamen terkedilmiş olduğumuz bir yerden asla terkedilemeyeceğimiz bir yere geçeriz. O bilme anında ruh ve Benlik bir olur. Artık bağımlı değilizdir, muhtaç da değilizdir. Bize sevgi armağan edilmiştir. Açık bir yürekle ruhlarımızı Sevgiliye teslim ederiz. Jung buna bireyleşme yolu der. Bu yol tüm aldatıcı görünümleri, sahte beklentileri, ölü tanrıları ortadan kaldırır. Nihai olarak bizi çıkmazın kalbine götürür ki gerçek sevgi orada yaşar.
Sayfa 182Kitabı okudu
Yaratıcı eril dişili korumazsa
Herhangi bir devrimde en büyük tehlike, ezilenlerin, ezenlerin karbon kopyasına dönüşmeleridir. Aynı taktiklerle, aynı değerlerle, aynı psişik silahlarla karşılık vermenin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini göremezler. Aniden alınan sınır koyma kararları, ‘yeter’ diye bağırmalar işe yaramaz. Dişil taraflarını Nazi kamplarından kurtarmak için özenle çalışan erkek ve kadınlar başarılarıyla yetinmeye cesaret edemezler. Çok geçmeden kendilerini, farkına bile varmadan onları esir alan enerjilerle işbirliği yaparken bulabilirler. Regresif kompleksler kontrolü kaybetmemek için direndiklerinde daha zor fark edilir ve tehlikeli hale gelirler. Yaratıcı eril taraf dişil değerleri korumadığı zaman umut umutsuzluğa dönüşür.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Ya O Ya Bu
İçimizdeki despota kör olduğumuz müddetçe dışarıdaki bir despotu bizi mağdur bıraktığı için suçlarız. Bu ise bölünmeyi sürekli kılar çünkü mağdur olanla mağduriyete sebep olan birbirine bağımlıdır ve beraber iyileştirilmeleri gerekir. ‘Ya o ya bu’ bölünmenin belirtisidir; patriyarkal bir üsluptur ve yıkıcı statükoyu devam ettirir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Çantada keklik
Örneğin Büyük Ana arketipini karısına yansıtan adamı ele alalım. Bu adam karısının koşulsuz sevgisi ve hizmetini çantada keklik saymaya meyillidir çünkü bir açıdan hâlâ annesinin hazır ve nazır olmasını bekleyen bir çocuktur. Bu annenin kişisel kimliği yoktur, yalnızca arketipsel bir bakıcıdır. Bilinçdışı bir rabıtayla babasına bağlı olan kız çocuğu gibi, bu adam da anne-eşine kadının kesmeyeceğine güvendiği bir göbek bağıyla bağlıdır. Aynı zamanda çocuksuluğu, bağlı olduğu kadından korkan hatta belki nefret eden kendi gölgesini görmesini de engeller. Böyle bir erkeğin, başka bir kadınla uzun süreli bir ilişki yaşaması ve buna rağmen karısı "aramızda seçim yap" dediğinde samimi olarak şaşırması ender rastladığımız bir durum değildir. Kadınlardan biri için hissettiği sevginin diğerine olan sevgisini artırdığını iddia edebilir. İkisini farklı şekillerde seviyordur. Eşini, kendisini cinsel olarak uyaramamakla suçlayabilir. Ama rüyalarına bakarsa bir tarafıyla annesinin sağladığı koruma ve rahatlığı ararken, diğer tarafıyla kendi yaşam gücüyle ilişki kurmasına aracı olan metresini arzuladığını fark edecektir. Karısı ve kendisi bilinçlenmeye kararlıysalar içlerindeki buyurgan annenin farkına vararak ilişkileri vasıtasıyla sevgi ve şehveti bir araya getiren özgürleşmiş bakireyi bulabilirler.
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Yaralı Damat
Günaydın. Geri geldim:) Benim burada olmamın bir amacı var. Amacıma uygun olmayan şeylere de dur demek elimde. Ah. Bu kitabı kaydedin. Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını andım okurken hep. Bana hatırlattığı şeyler olduğu için. Jung psikolojisini kavramak, cinsiyet üzerine düşünmek, psikanaliz nasıl yapılır farkındalığı kazanmak için çok çok iyi geldi. Ve rüyalar. Rüyalarla başımın dertte olduğu bir dönemde okumam da hoş bir tesadüf oldu. Anima, Animus, Persona, Eril ve Dişil ve Rüyalar üzerine düşünmek isteyen bütün Jung hayranlarına tavsiyem olsun. Herkese mutlu haftalar. Not: Her Dişil'in Eril bir yanı ve her Eril'in Dişil bir yanı var. Yaralı Damat bu dualiteye bir atıf.
Yaralı Damat
Yaralı DamatMarion Woodman · Timaş Yayınları · 20242 okunma
Sahiplik
Sahip olmak kaybetmekle aynı şeydir. --Dante, İlahi Komedya
Sayfa 59 - Timaş YayıneviKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.