Ferit Edgü'nün çok severek okuduğum bir eseriydi.
"Hakkari'de bir mevsim" kitabının ardından otuz yıl sonra yazmış olduğu "Yaralı Zaman" eseri derinden yaraladı beni. Doğu bölgesinde savaş, acı,ölüm ve insan ağıtlarını nağmelere dönüştüren kadınların acılarını anlatırken boğazım düğüm düğüm oldu. Yaşlı adamın kayığıyla balık yerine çocuk,kadın cesetlerini çekmesi ve buna yazarın şahit olup, çığlıklar atıp hangi dilde tercüme edeceğini bilmemesiydi. Ferit Edgü'nün acıları anlayabilmesi ve Kürtçe dilini anlamamasına rağmen insanların beden diliyle dahi onları anlıyor olması etkiledi beni. Hangi cümleyi kursam yetersiz kalır.
Syf"Bari ölmeden çocuklara yiyecek bir şeyler verseydiniz, dedim.
Niçin, dedi.
Hiç değilse tok ölsünler,dedim
Kendimizi kandırmayalım,dedi. Hâlâ anlamadın mı, burada söz konusu olan vicdan sorunu değil."