“Sabahları ışırdı adeta Sirkeci; güvercin sesleri; yukarıdan aşağıya doğru inen gazete satıcısı çocukların heyecanları, tramvay
çınlamalarına karışan vapur düdükleri; içlerine kapanık taşralıların otellerden çıkarak, inançlı, ama çekingen tavırlarla yürüyüşleri, işlerine koşuşturmaları; sütçülerden, muhallebicilerden yayılan tatlı, az yanık süt kokusu; dingin İstanbul’u simgelerdi.”