Yarasını Saklayan Şehirler
Atıf BedirSözler ve Alıntılar
Ne zaman yönümüzü dönüp koşacağız Kudüs'e doğru.
Kudüs'ü yıllarca savunan büyük komutan Selahaddin Eyyûbi'ye selamlarımızı utanmadan ne zaman göndereceğiz?
Sayfa 48 - Cümle YayınlarıKitabı okudu
"... hani deriz ya anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Ama kelimelerin gücüne inanmak gerekir."
Sayfa 65 - Cümle
"En uzun yolculuk insanın kendi içine yaptığı yolculuk mudur?"
Sayfa 75 - Cümle
"Hani adam yaralıdır ama, yaralı olduğunun bilinmesini istememektedir; sağlıklı bilinerek halletmesi gereken son bir iş vardır; kallavi bir iş. İşi bitirir ve yere yıkılır. Böyle ama tam da bu değil."
Sayfa 63 - Cümle
İstanbul.
Notlar’da, İstanbul en çok da Sultanahmet ve Ayasofya’dır.
Bunlarsız İstanbul belki de İstanbul olmazdı. Bir bakıma camidir İstanbul’un silueti. Bu şehir bizim olduktan sonra Ayasofya’dan başlayarak camilerle donatılmıştır.
Şehir gök kubbenin altında duruyor öylece. Hava ne denli sıcak olursa olsun kendinizi bir caminin avlusuna attınız mı, her yanınızı bir serinlik kaplar. Şadırvanlardan akan
su sesine karışır güvercin kanatlarının sesi
İstanbul
“Sabahları ışırdı adeta Sirkeci; güvercin sesleri; yukarıdan aşağıya doğru inen gazete satıcısı çocukların heyecanları, tramvay
çınlamalarına karışan vapur düdükleri; içlerine kapanık taşralıların otellerden çıkarak, inançlı, ama çekingen tavırlarla yürüyüşleri, işlerine koşuşturmaları; sütçülerden, muhallebicilerden yayılan tatlı, az yanık süt kokusu; dingin İstanbul’u simgelerdi.”
Ankara
Asık suratlı insanların şehridir Ankara. Caddelerde, sokaklarda kimseyi gülümserken göremezsiniz. Herkes birbirleriyle küstür sanki. Karamsar ve kuşkucudur insanlar. Bu durum, kara siyasaya yakınlıktan mıdır, yoksa
sokaklarda kara siyasayı, başka kentlere göre daha yoğun hissetmekten midir?