“İstilacı türlerin oluşturduğu kümelenmeler, sapık bir şekilde Antroposen destekçileri tarafından “yeni ekosistemler” diye selamlanan şeyin timsali haline gelmiştir.”
“Son olarak, yok oluş, derin bir anlama ve uzun dönemli öneme sahiptir. Bunlar ve diğer türler bizim elimizle yok olduğundan Yeryüzü’nün tarihinin bir kısmını kaldırıp atıyoruz. Hayat ağacının dallarını ve sonunda da bütün kollarını yok ediyoruz. Her tür biricik olduğu için, bilinmeyen derecede önemli olan ama şimdi ebediyen kaybedilmiş olan bilimsel bilgi defterini kapatıyoruz.”
“Türlerin ve ırkların yok oluş oranı ihtiyatlı tahminlere göre insan öncesi dönemlerdekinden 877 kat daha fazla (insan öncesi dönemlerde her üç milyon yılda bir ırk yok oluyordu).”
Yoksa yeni teknolojimizi kendi türümüz için yakından önemli olan değişikliklere uyum sağlamak için kullanırken yaşamın geri kalanını kaderine mi bırakacağız?
Ortadoğu'da nefret ve istikrarsızlığın, dini farklılıklar ve tarihte yaşanan adaletsizliklerin unutulmamasından çok, aşırı nüfus ile ekilebilir arazi ve su kıtlığından kaynaklandığı daha açık hale geliyor.