Yarın Başka Bir Gün Olacak
Juan Carlos OnettiYarın Başka Bir Gün Olacak Quotes
You can find Yarın Başka Bir Gün Olacak quotes, Yarın Başka Bir Gün Olacak book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Borges fantastik dünyalar kurarken, Onetti de yepyeni bir kent yaratmıştır; bu kenti ve sakinlerini her romanda, her öyküde geliştirmiş, bazen keyfince değiştirmiş, bazen ölüleri diriltmiş, bazen yerleri değiştirmiştir. Onetti kurgu ile gerçek arasındaki köprüde yazar durmadan, bir oraya bir buraya kayar. Onun yazdıkları ne gerçektir ne de kurgu. Sinik, kıyıcı yazısı gerçek dünyayı kaldıramadığında, Onetti bir oraya bir buraya gider gelir.
Son Söz, Münir H. Göle
Sayfa 92 - Son Söz, Sınırlar Ötesi Bir Pezevenk, Münir H. GöleKitabı okudu
"Kıpırdanma zamanı, yakışıklı. Bu sabah Estévez, Ramon öldü, iki ameliyat için hastaneye yatmıştı. Ani ölüm, kalp. Arkadaşındı, çocuğu yok ve Maron poligonunda paraşüt hastasıydı. Yas elbisesi falan yok, aptal, kuralcı katı bir takım elbise, kravat takmayı unutma, ayrıca söylemeye gerek yok, kederli bir yüz ifadesi."
Birkaç saat içinde Andrade, Estévez ile arkadaşlığına anlamlar yükledi, ufak tefek anıları şişirdi, düzenli bir şekilde görüştüklerinde karar kıldı, hani neredeyse aralarında derin bir dostluk olduğuna inandı. Lise, askerlik, kurslarda paraşütle uçaktan cüretli atlayışları, havayı paraşütle yararak geçmeleri, karınüstü acıyla ama mutlu, çoğu zaman tekin olmayan arazilere düşüşleri. İçki âlemleriyle, iç dökmelerle kaynamış derin dostluk.
Sayfa 56 - Ki No TsurayukiKitabı okudu
Üstelik Andrade yıllardır bir roman yazıyordu. Kimse bu romanın tek sayfasını görmemişti, belki kendisi bile. Bir edebiyat yapıtının tek izi, çalışma masasının üstünde duvara çivilenmiş eski püskü bir afişti. "Öyle bir edebi yapıt ki onun yanında bugüne kadar yazılmış olan her şey, karşılaştırılınca, bir lise öğrencisinin düzyazısına benzer." Tüm benzerlikler rastlantısaldı.
Sayfa 56 - Ki No TsurayukiKitabı okudu
Andrade geçen yüzyılda büyükdedesi ya da dedesi, sahipsiz arsaların çevresine dikenli tel çekmiş oldukları için kaygısız bir yaşam sürüyordu. Karmaşık bir dizi miras sonucunda bu uçsuz bucaksız otlak, bugün küçülmüş olsa da, içi boynuzlu hayvanlar ve kısraklarla dolu bir şekilde yasal olarak onun üstüne geçmişti.
Sayfa 55 - Ki No TsurayukiKitabı okudu
Sonra ceplerini boşalttı, sabah ayazına çıktı ve San Blas Kilisesi'ne yollandı. Rahibin, karşıdaki dükkânından bir mum satın aldı, avluyu geçti, sola döndü ve dileklerini hep kabul eden Meryem Ana'ya doğru yürüdü.
Küçücük bir Meryem Ana'ydı, kabaca tahtaya yontulmuştu, kocaman gözleri vardı, cılızdı, zavallıydı; sanki ondan istenen dilekleri, kendini affettirmek için yerine getirmek zorunda hissediyordu, Tubor da bunu çıkarları uğruna kullanıyordu. Dizüstü çöktü, konsantre olmaya çalışarak birkaç kez Kutsal Meryem duasını okuyup inancına biraz daha coşku katmaya çalıştı. "Tanrı'ya inanmıyorum ama Azize Meryem Ana'ya kesinlikle inanıyorum," diye defalarca söylemişti.
Sayfa 33 - PresenciaKitabı okudu
Adam ufak tefek değildi, hayat onu böyle yapmıştı; yine de bu hayat onun kel ve koca kafasına, alnındaki yağlı yansımaya, bulanık gözlerine takılı açgözlülük ışımasına saygı gösteriyordu. Masasının üzerine, bir tür kararlılık taslama edasıyla birer nesneymişçesine koyduğu kıllı ellerinde örümceği andıran bir şeyler vardı; sanki benim hayal ettiğim gibi, geçmişte yediği darbelere ve umudun inatla geri çekilmesine rağmen, hâlâ hayatta kaldığını bana kanıtlamak ister gibiydi. Sorular soruyor, düşünüyor, pek ikna olmadan hileyle, dolandırıcılıkla ve eski yalan söyleme, abartma alışkanlığı arasında gidip geliyordu.
Sayfa 30 - PresenciaKitabı okudu