Yarının Adamı kitaplarını, Yarının Adamı sözleri ve alıntılarını, Yarının Adamı yazarlarını, Yarının Adamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal,"Görmüyorsunuz ki ben birşey yapmadım,önce yorgunluk,sonra susuzluk ordunuzu durdurdu," diyerek mağlup olmuş muhatabına bir kez daha tevazu gösterdi.Kazandığı bir savaşta düşmanına gurur taslamamak bir Türk geleneğiydi.Asırlar önce Malazgirt'te Diyojen'i mağlup eden Alparslan da ona iyi davranmış,çadırında misafir etmiş ve elinden geleni yaptığını ifade ederek onu teselli etmişti.İngiliz general de kendisine gösterilen inceliğin farkındaydı.Ayağa kalkarak bu asil düşmanına,"Sizin gibi yüce kişilik sahibi bir general tanımadım," diyerek saygısını sundu ve çizilen krokiyi hatıra olarak saklamak için aldı.
Sabah erkenden uyanıp son hazırlıklarıyla meşgul olan Mustafa Kemal, ilk iş olarak Akaretler'e gidip Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nü ziyaret etti. Bu kulübe olan ilgisi eskiye dayanıyordu. Akaretler'de kaldığı yıllarda evinin bitişiğindeki avluda spor yapan oyuncuları birçok defa izlemiş ve onlarla uzun sohbetler etmişti. Sporcular da Çanakkale Kahramanı'na büyük saygı ve hürmet besliyorlardı. Yarının adamı, ziyareti esnasında karşılıklı güven ve saygı hissine dayanarak annesini ve kız kardeşini bu kulübe emanet etmişti. Ziyaret, sporcuların emaneti canları pahasına koruyacağına dair sözleri ve Samsun görevinde başarı temelleriyle sona erdi.
" Sevgili vatandaşlarım. Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer buna adalet diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!"
Bu girizgâh, meydanda homurdanmaların başlamasına neden olmuştu. Mehmed Kemal konuşmaya devam etti: " Çocuklarımı asil Türk milletine emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah, vatanımıza ve milletimize zeval vermesin. Âmin.
“Çöl sanılan bu alemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, millettir. O Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse vatan da millet de kurtulur.”
"Sizin imkânsız gördüğünüz kurtuluş yolları vardır. Bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı direnişe hazırlarsa bu yurt kurtulabilir."
Çocukluğunu ve gençliğini yaşadığı şehir artık bir tür kabir gibiydi. Akaretler yokuşuna vardığında bu güzel caddenin sahibi değil, misafiri gibi hissetmişti.
"İngiliz milletine karşı beslediğim sevgi ve hayranlık bana babam Abdülmecid'den miras kalmıştır. Ülkemle İngiltere arasındaki dostluğu güçlendirmek için elimden geleni yapacağım."
Başkent işgal edilmişti, ateşkes hükümleri çiğneniyordu ve İngiliz casusları gündüz vakti Türk paşalarını devşirmek için çabalamaktan çekiniyordu. Bu düzüne çekidüzen vermek şarttı.
"Müsaadenizle söyleyeyim ki İttihat ve Terakki vatansever bir cemiyetti. Başlangıcından çok az zaman sonrasına kadar ben de bu cemiyet içerisinde bulundum. Cemiyet hiçbir vakit sizin bu aşağılamanızı hak edecek bir nitelik almamıştır. Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanseverliği, tartışmaların üstündedir!"
Fatih bu şehir için surlara dayandığında, son Bizans İmparatoru Konstantin kaçmak yerine savaşarak ölmeyi tercih etmiş, nitekim öyle de olmuştu. Şimdi Fatih'in torunları, bu kadim şehri kurşun bile atmadan düşmana bırakıyordu. Ne hazindi...