Samsun'a çıkışla başlayan kitap Mustafa Kemal'in Ankara'ya ayak basışı ile sona erdi. (Ama ne ayak basış. Sırf Ankara'ya gidiş ve o karşılama anı bile dopdolu bir film eder.)
Birkaç ayı anlatan (ama ne anlatmak) kitapta yok yok. Mustafa Kemal'i adım adım takip etmiş adeta bu kitapta da yazar. Sanki onunla aynı odada, yanı başında gibi yazmış. O kadar detaylara hakim ki okurken gözlerimde canlanmaması imkansızdı.
İkinci kitapta karşımıza çıkan karakterlerden bazıları bu kitapta da var. Mesela Galip Hoca ile ilgili bölümleri okurken sanki eski bir dostumla karşılaşmışçasına mutlu hissettim. Galip Hoca bilin bakalım kim?
O kadar güzel ki, alın okuyun, okutturun. Hediye edin eşe dosta
Bilgi ile o kadar dolu ki hiçbir yeri üstünkörü geçmemek için her zaman sessiz vakitlerde okudum. Bazı yerleri birkaç defa okudum. Hiçbir yeri kaçırmak istemedim.
Bölüm başlarındaki müzikler ile kitabı film tadında okudum.
4. kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.