Bulunduğum yerden yüz elli metre ileride kare şeklinde büyük bir ev var. Uzansam dokunabilecekmişim gibi kederli panjurları sıkıca kapatılmış. Aramızda birkaç milyon yıllık erozyon var.
“Yarışçı” dedi Anquetil, “Bir insan ve bir bisiklet olarak iki parçadan oluşur. Her ne kadar bisiklet daha hızlı götüren bir araç olsa da ağırlığı aynı zamanda insanı yavaşlatır. Sürüş zorlaştığında bunu daha iyi anlarsın ve tırmanışta bisikletinin mümkün olduğunca hafif olduğundan emin olman gerekir. Bunu yapmanın bir yolu da suluğunu kadrodan almak olacaktır.”
Bu nedenle Anguetil her tırmanış başladığında, suluğunu bisikletinden alarak cebine koyardı. Yeterince ikna edici değil mi?