Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşanan Mimari

Steen Eiler Rasmussen

En Yeni Yaşanan Mimari Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yaşanan Mimari sözleri ve alıntılarını, en yeni Yaşanan Mimari kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
GÖRMEK, bakanın çaba göstermesini gerektirir. Hiçbir şey yapmadan, sadece gözün retinasına görüntünün düşmesini sağlamak görmek için yeterli değildir.
Sayfa 37
Mimariyi görmek yetmez, aynı zamanda onu yaşamamız gerekir. Bir binanın özel bir amaç doğrultusunda nasıl tasarlandığını, belirli bir dönemin ritim ve kavramlarına nasıl uyum gösterdiğini görmelisiniz. Odaların içinde yaşamalı, duvarların size nasıl çevirdiğini hissetmeli, bir odadan ötekisine ne kadar doğallıkla geçildiğini görmelisiniz.
Sayfa 35
Reklam
Kil hayattır, alçı ölüm, mermer ise yeniden diriliş
İnsanin çevresine uyum ve düzen getirmek mimarinin görevidir.
bende de olan
Wright kendisini etkileyen mimari eserler gördüğünde içinde bir müzik hissettiğini söylemişti.
Sayfa 137Kitabı okudu
Başka hiçbir sanat beşikten mezara insanın günlük yaşamıyla bu denli yakından ilgili değildir.
Reklam
Mimariyi değerendirmek için kesin kurallar ve ölçütler koymak olanaksızdır. Çünkü her değer verilecek bina — tüm diğer sanat eserlerinde olduğu gibi— kendine has standartlara sahiptir. Karşınızdaki binayı her şeyi en iyi ben bilirim edasıyla ele alırsanız, kendini kapayacak ve size söyleyecek hiçbir şeyi olmayacaktır. Buna karşın yeni izlenimlere açıksanız, bina kendini size açacak ve gerçek özünü sergileyecektir. Mimariden, tıpkı doğayı seven bir kimsenin bitkilerden hoşlanması gibi hoşlanmak mümkündür. Böyle bir kimse bir çöl kaktüsünü mü yoksa bir su zambağını mı daha çok tercih ettiğini söyleyemeyecektir. Bu bitkilerden her biri kendi yöresine ve iklimine çok iyi bir şekilde uymuştur. Bir doğasever, yaşayan ve büyüyen her şeyi sever. Onların kendine has özelliklerini öğrenir ve böylece karşısındaki canlı türünün uyumlu bir şekilde gelişip gelişmediğini anlar. Mimariyi de aynı şekilde yaşamalıyız.
Sayfa 240Kitabı okudu
Çoğu zaman ne kadar işitebileceğimizin farkına varmayız. Baktığımız nesnenin genel bir izlenimini edinir, bu izlenime katkıda bulunan çeşitli duyuları düşünmeyiz. Bizi bir odanın soğuk ve ciddi olduğunu söylemeye iten neden, ender olarak, oda sıcaklığının düşük olmasıdır. Gösterdiğimiz tepkinin nedeni odanın biçimine ya da içinde kullanılan malzemelere karşı duyulan hoşnutsuzluk, diğer bir deyişle hissettiğimiz bir şey olabilir. Aynı tepki odanın renklerini soğuk bulmamızdan kaynaklanıyorsa gördüğümüz bir şeye karşıdır. Son olarak, odanın akustik özelliklerinden kaynaklanan yankılanma, özellikle yüksek tonlarda, rahatsız edici olabilir. Bu durumda da işittiğimiz bir şeye tepki gösteriyor oluruz. Eğer aynı oda sıcak renklere boyansa ya da yankılanmayı azaltmak için halı ve perdelerle kaplansaydı içerideki ısı değişmediği halde onu daha sıcak ve rahat bulacaktık.
Sayfa 227 - 228Kitabı okudu
Ufak bir odanın koyu ve yoğun tonlarda boyanması gerekir ki, sizi saran dört duvarın oluşturduğu yakın ortamı hissedebilesiniz. Büyük bir odada kullanılan renk düzeni ise, bir duvardan diğerine olan uzaklığı iyice hissedebilmeniz için, açık ve hafif olmalıdır. Bir Alman kuramcısı rengin nasıl, sadece neyin büyük ve neyin küçük olduğunu değil, ayrıca neyin aşağıda ve neyin yukarıda olduğunu da vurgulamak için kullanılabileceğini uzun uzadıya tanımlamıştır. Ona göre döşeme, üzerinde yürüdüğümüz toprak gibi bir yerçekimi etkisi yaratmalıdır. Bu yüzden kil ya da kayalık zeminin gri ya da kahverengi tonlarına sahip olmalıdır. Buna karşın duvarlar, çiçek açmış çalılar, ağaçlar ve toprağın üstünde yükselen her şey gibi, daha renkli olmalıdır. En son olarak da tavan, tepemizdeki gökyüzü gibi, açık ve hafif olmalı; beyaz, pembe veya mavi tonlarına boyanmalıdır. Ona göre pembe ya da mavi renkli bir döşemenin üzerinde yürümek insana güvensizlik hissi verir. Koyu renge boyanmış bir tavan ise ağır bir yük gibi insanı âdeta ezer.
Sayfa 221Kitabı okudu
Genelde nedenini tam olarak bilmesek de, belirli renkleri belirli şeylere yakıştırırız. Örneğin yiyeceklerin kendi doğal renklerinde olmaları bizim için önemlidir. Eğer onları renklerini değiştiren bir ışık altında görürsek iştah kesici olurlar. Belirli renkler, bilinen psikolojik etkilere sahiptir. Örneğin kırmızı ateşli, heyecan verici bir renktir; yeşil ise dinlendiricidir. Fakat birçok rengi anlamı farklı uygarlıklarda değişir. Doğru kullanıldığında, renk, bir binanın karakterini ve gözlemcide uyandırması istenen duyguları ifade edebilir.
Sayfa 220Kitabı okudu
212 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.