"Yaşamak için doğru söylemek zorunda bile kalsan 'doğruna sahip çık'. İçinde bir yerlerde hep koru onu. Bazen içini yaksa bile çekip atma. Yuhalansan, aşağılansan, yok sayılsan da sımsıkı sarıl ona. Çünkü o doğru senin kalbinde durdukça, yalancıların hiçbirine rahat yok.
Bu kadar basit işte. Tıpkı bir çocuk masalındaki gibi... En son kişi de 'yalancı' olmadıkça hiçbir sahtekar huzur içinde uyuyamayacak. Hiçbiri yalanlarının içinde keyif çatamayacak. Hiçbiri. En son kişi sensin. Başarının sırrı sensin. Kıymetini bil. Kendini koru!"
Yavşaklık Virüsü, Ateş İlyas Başsoy (Sayfa 51)
"Senin delikanlılık dediğin, güçlü olanın haklı sayılması; benim delikanlılıktan anladığım haklının güçlü olması."
Yavşaklık Virüsü, Ateş İlyas Başsoy (Sayfa 10)
Yaşamak için doğru söylemek zorunda bile kalsan 'doğruna sahip çık'. İçinde bir yerlerde hep koru onu. Bazen içini yaksa bile çekip atma. Yuhalansan, aşağılansan, yok sayılsan da sımsıkı sarıl ona.
Çünkü o doğru senin kalbinde durdukça, yalancıların hiçbirine rahat yok.
Bu kadar basit işte. Tıpkı bir çocuk masalındaki gibi... En son kişi de 'yalancı' olmadıkça hiçbir sahtekar huzur içinde uyuyamayacak. Hiçbiri yalanlarının içinde keyif çatamayacak. Hiçbiri.
En son kişi sensin. Başarının sırrı sensin. Kıymetini bil.
Kendini koru!"
Yoksul, genç ve öfkeli insanların 'sistem' e ses çıkarmadan gece gündüz çalışması için ne yapmalısın?
Bir düşman yaratmalısın. Öyle bir düşman ki, sana yoksul bir berber olduğunu unuttursun. İkitelli'deki fabrikalara bak. O acınası şartlarda 500 lira maaşla çalışan çocukların yarısı Kürt, yarısı Türk. Sorsan hiçbiri işçiyim, yoksulum demez. Sen Kürt'ten nefret et, Kürt senden. Her ikiniz de yoksul kardeşler olmanıza rağmen, birbirinize düşman haline gelin. Bu kamplar icat edilmese, bu sömürü düzeni devam edebilir mi? 'Sistem' başka türlü işleyebilir mi?