birkez daha çevresine baktı...
her şey çok açık, çok netti. bu yalın ve acımasız yaşamın tadı, insanın içinde kaybolup gidebileceği ölçüde huzur yüklüydü.
Genç olduğumda ben önce dostluk dedikleri şeye inanmakta güçlük çektim. Arkadaşım diyebildiğim insanlar hep aptallardı ve onlara karşı sabır gösteremezdim. Okul… Bu aptal örgütlenme türü, bizi gündüzleri orada yaşamak, bize lütfedilen onlarca aynı sınıf öğrencisi içerisinden arkadaş seçmek zorunda bırakır. …
Benzer gülümsemeler, benzer mahcup bakışlar, benzer mutluluktan havalara uçmalar. Bunları gördükçe insanların ihtirasları arasında en sivri olanın, yani mutluluğun başkalarıyla aynı olma isteği olduğunu anlamaya başlamıştım.