Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazılar 2 (1924 - 1934)

Nazım Hikmet Ran

Yazılar 2 (1924 - 1934) Gönderileri

Yazılar 2 (1924 - 1934) kitaplarını, Yazılar 2 (1924 - 1934) sözleri ve alıntılarını, Yazılar 2 (1924 - 1934) yazarlarını, Yazılar 2 (1924 - 1934) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mantık kuvveti dedim de aklıma bir deli geldi. Ben size asıl onu anlatacaktım ... Ben bu deliyi Anadolu köylerinden birinde görmüştüm. Ölümün çaresini bulduğuna emindi bu adamcağız. Nasıl Belediye beş sene de şehrin imar çaresini bulmuşsa, o da, mantık kuvvetiyle ölümün çaresini bulmuş işte! Her akşam köyün kahvesine gelir : - Dinleyin beni ey ümmet-i Muhammet, derdi. Ben ölümün çaresini buldum ... Tecrübe var, izan var. Bakın hele dünyaya. Her ekmek yiyen ölmüş. Öyleyse, ölmemek için ekmek yememeli!.. Sonra ... Su içenler ölmüş. Su içmemeli!.. Patlıcan, biber, domates yiyenler de ölmüş. Patlıcan, biber, domates de yemeyiniz!.. Yatan ölmüş. Yatmamalı!.. Oturan ölmüş. Oturmamalı!.. Uyuyan ölmüş. Uyumamalı ... Yürüyen de ölmüş ... Yürümemeli!.. Tecrübe var, izan var, mantık var. .. Dünyaya her gelen, anasının karnından her çıkan, her doğan ölmüş ... Dünyaya gelmemeli, anasının karnından çıkma­malı, doğmamalı!.. Gördün mü ölümün çaresini!.. Vallah da, billah da, bu dediklerimi yaparsanız ölmezsiniz!.. Tecrübe var, izan var, mantık var yahu!.. Görüyorsun ya, iki gözüm, deli deyip geçmeyelim, herifçioğlu ölümün çaresini nasıl bulmuş ... Bana kalırsa, efendiciğim, tecrübe var, izan var, mantık var, yalnız ölüm için değil, daha birçok nesneler için, delinin sözünü dinlerseniz, başınız rahat eder alimallah ...
Mantık kuvveti dağları devirir! En mantıksız nesneleri, mantık kuvvetiyle, yutturmak mümkündür, dostlar. .. Biraz ilmi konuşacak olursak, mantık iki türlüdür : Birisi : Skolastik mantık, resmi mantık; ötekisi diyalektik mantık ... Bun­lardan birincisi zeka oyunudur, değişmemezliği, hareketsizliği esas edinmiştir... İkincisi, bizzat hayatın, hareketin ifadesidir. .. Bizim allamelerimiz, mantık deyince, birincisini anlarlar ... Bu birincisi, yani skolastik mantık, taaa ... ilmi konuşmayı biraz fazlaca kaçırdık, iki gözüm. Bahsin bu tarafını geçelim ... Sonra, mahut fizyoloji kitabını yazan doktora döndürürler bizi ... Neme lazım! ..
Reklam
Beyler, hanımlar, vatandaşlar! Bütün dünyada dehşetli bir iktisadi buhran var diyorlar ... İngiltere' de, Almanya' da, Fransa' da, Amerika'da işsizierin adedi on milyonlarcaymış, efendim ... Ekmek bulup yiyemeyen, elbise bulup giyemeyenler dehşetli çokmuş ... Açları nasıl doyuralım? çıplakları nasıl giydirelim? diye, bütün cihanın allameleri düşüneeye var­mışlar. .. Demek oluyor ki, efendiler, demek oluyor ki, iki gözüm, aç var, o halde ekmek yok!.. Çıplak var, o halde giyecek elbise yok!.. Demek oluyor ki,'vatandaşlar, buğday fıkdanı, elbise kumaş noksanı var! O halde iktisadi buhranın önüne geçmek için, daha fazla buğday, daha fazla kumaş çıkarsınlar, açları doyursunlar, çıplakları giydirsinler ... Fakat, efendiler, meğerse, iki gözüm, iş böyle değilmiş. Ya? .. Buğday her zamankinden çokmuş, kumaş elbise her zamankinden fazlaymış da, onun için açlar ve çıplaklar ortalığı bu kadar sarmış ... Ve minel garaip ... Bu ne iştir? .. Fazla buğday varsa. Açlık ne oluyor. .. Fazla elbise, kumaş varsa çıplaklık neden? İyi ama kazın ayağı öyle değil, diyorlar. .. Bu iş o kadar basit değil, diyorlar ... Senin aklın bu işe ermez diyorlar. .. Hem sen böyle şeylerle pek uğraşma, diyorlar ... Diyorlar da diyorlar. Ben ise betekrar : Peki, öyle olsun. Ve minel garaip, diyorum ...
Esasen en karışık şeyler, en basittirler, diye bir hikmet beyan edersem, ne buyrulur?
Ben, efendiler, bugün en sudan işlerin altından kalkamayacak bir halet-i ruhiye içindeyim ...
İnsanın her zamanı birbirine uymaz, efendiler!.. İnsan bazen, en müşkül meseleleri halledecek kabiliyeti, nefsinde buluverir. Bazen ise, en sudan işlerin altından çıkamaz... Bu bir ruhi hakikattir, efendiler ... Mühim bir hakikat-i ilmiye!..
Reklam
Bizim lisanda 40 adedinin 40 bin manası vardır. 40 adedi hem uğurludur, hem uğursuzdur, hem alaylıdır, hem korkunçtur. .. Kırk Haramiler ... Burada 40 adedi korkunçtur ... Kırk katır mı, kırk satır mı?.. Burada 40 adedi dehşetengiz­dir ... Kırk bir buçuk maşallah ... Burada 40 adedi ince bir istihzayı saklar ... Loğusamız olur, hamama gitmesi için 40 günün geçmesini bekleriz ... Ölümüz olur, kırkıncı gün lokma dağıtırız ... Düğünlerin en başmedisi 40 gün, 40 gece sürenidir. .. Velhasıl 40 adedi esrarengiz bir adettir bizim lisanda ...
"Tasarruf haftasındayız. Bu hafta zarfında : şampanya ve her nevi pahalı müskirat miktarını, kumar zararını, otomobil benzinini, cins atların gıdasını, hiç olmazsa yarı yarıya, azaltmanız; han, apartman almak arzusunu yenmeniz; lutfü ihsanınızda biraz daha eli sıkı olmanız, müsterhamdır, efendim hazretleri ... "
Vasatİ kazancımız ayda 25 lirayı geçmiyor. Kooperatİf, sendika v.s. gibi içtimai ve iktisadi teşekküllerimiz yok ... Tasarrufçu beyler, hangi yüzle, böyle bir kitleden tasarrufa riayeti istiyorsunuz?
Memlekette demokrasi olmadığı için, gazetelerin mühim bir kısmı dalkavuklukla geçindikleri için, halk gazete okumuyor. ..
300 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.