Kafka'nın Değişim'i, Gogol'ün Burun'u, Rabelais'nin Gargantua'sı gerçeğe-benzerlik açısından bizi hiç rahatsız etmez, oysa bu yapıtları gerçeğe-benzer saymak için olguları biraz zorlamak gerekir.
"Orhan Kemal'le Yaşar Kemal Çukurova'nın romanını yazdı!" dedikten sonra, öteki bölgeleri anlatan romancıları sayar, sonra da "Peki, Karadeniz'in romanını kim yazacak?" diye sorar, boşlukların bir an önce doldurulmasını isterler.