“Sakin ol, dostum. Hemen bozulma. Yıllar önce dostluğumuz başladığında bana öğrettiğin ilk şeylerden biri bu Türk âdetiydi: Arkadaşının sevgilisine bakma!”
“Sen gökyüzünün değil, benim en parlak yıldızımsın, Yazmira. Sen bana öyle bir zamanda ışık oldun ki ben sayende yolumu buldum ve adını bu yüzden Yazmira koydum.”
Bileğime dokunduğunda düşüncelerimin doğruluğu kanıtlanmış oldu. Benliğim sanki bunu bekliyor gibi bedenim hiçbir tepki vermedi. Davranışları bir öncekiler gibi değildi. Bu sefer hırs, öfke veya korkuyla yapmıyordu. Daha çok inceler gibiydi.
Kimseyle konuşmaması, içine kapanıklığı daha önce çılgınca yaşadığı hayatla o kadar yarattı ki, bazen oturup "iki kişi aynı mi?" diye düşünmüyor değildim. O hayat dolu kızın bu duruma gelmesi gerçekten üzücü bir durumdu.
Bazı anlar vardır, hayatımızın en harika hissettiğiniz an olduğunu sanırsınız. Ancak öyle bir an çıkagelir ki aslında önce öyle bir an daha yasamadığınızın farkına varırsınız