Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri

Ahmet Yaşar Ocak

Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri Gönderileri

Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri kitaplarını, Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri sözleri ve alıntılarını, Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri yazarlarını, Yeniçağlar Anadolu'sunda İslam'ın Ayak İzleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha 12. yüzyılda Orta Asya'da, eski Türk inançları, Şamanizm, Budizm, Zerdüştlük ve Maniheizm kalıntılarıyla Yesevilik'ten de etkilenen Haydarilik vasıtasıyla senkretik bir mistik yapıya varis olan Bektaşilik 10. yuzyılda Kalenderiliğin bütün özelliklerini yansıtıyordu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Nakşibendiliğe gelince, Fuad Köprülü'nün ifadesiyle Maveraünnehir'in gelişmiş Sünni kültür çevrelerinde Moğol putperestliğine bir tepki olarak teşekkül eden bu tarikat Buharalı Şeyh Muhammed Bahaeddin Nakşibend'in (ö. 1389) adına izafetle anılır.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Bilindiği gibi, İslam dininin teorik yapısı gereği İslam'da dini sınıflar ve zümreler yoktur. Yani teorik olarak İslamiyet (özellikle Sünni İslam) Hıristiyanlık, Budizm, Maniheizm vb dinlerde oluşmuş, hiyerarşik bir sisteme dayalı, birtakım ruhani yetkilerle donatılmış din adamları zümresine yer vermemiştir.
Sonuç olarak kısaca özetlemek gerekirse, 16. yüzyılın ilk yansında Anadolu'da görülen mehdici karakterli bu hareketler, gerçek anlamda bir mehdilik hareketi, veya bir mezhep mücadelesi niteligini taşımaktan çok giderek çözülmeye başlayan Osmanlı Anadolusu'nun sosyoekonomik yapısının ve buna gerekli teşhisi koyamadığı için baskı yoluna sapan Osmanlı merkezi yönetiminin yol açtığı birer tepki hareketidir denebilir.
Osmanlı İmparatorluğu İstanbul'u almakla yalnız Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun bir şehir olarak başkentini ele geçirmemiş, aynı zamanda onun yapısal mirasına da (merkeziyetçilik ve militaristlik) vâris olmuştur. Bu sebeple Osmanlı İmparatorluğu'nu Üçüncü Roma İmparatorluğu olarak değerlendirenler bu açıdan haklıdırlar.
Tarihçi, 1464'teki Trabzon seferinden bahsederken, kendisini ziyaret ederek bunca zahmetlere ne için katlandığını soran uzun Hasan'ın annesine hitaben Osmanlı sultanının ağzından şu sözü nakleder: Bu zahmetler din yolundadur kim, ahiretde Allah hazretlerine varıcak inayet ola direm. Zira kim bizim elimizde İslam kılıcı vardır ve eğer biz bu zahmeti ihtiyar itmesevüz bize gazi dimek yalan olur.⁵
Sayfa 38 - 5. Bkz. Aşıkpaşazade Tarihi, yay. Ali Beğ, İstanbul 1332, s.160.Kitabı okudu
Reklam
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.