Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeniden Türk Milliyetçiliği

Ümit Özdağ

Yeniden Türk Milliyetçiliği Gönderileri

Yeniden Türk Milliyetçiliği kitaplarını, Yeniden Türk Milliyetçiliği sözleri ve alıntılarını, Yeniden Türk Milliyetçiliği yazarlarını, Yeniden Türk Milliyetçiliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk milliyetçilerine güven duyan Türk milletinin, İstiklâl Savaşı'mızda neler yapabileceği görülmüştür. Türk milliyetçileri, Türk milletinin güvenini kazanabilirlerse ortaya çok büyük bir yapıcı güç patlaması çıkacaktır. Bunun için, yeniden Türk milliyetçiliği, daima Türk milliyetçiliği.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Türk vatandaşları arasında güçlü bir karşılıklı inanç ve bağlılık/sadakat bağı oluşturulmalıdır. Bugün her iki tarafta da karşılıklı olarak sadakat ve inanç azalması yaşanmaktadır. Bir devletin yurttaşlarının sadakati olmadan güçlenmesi nasıl mümkün değil ise bir yurttaş da devleti kendisine güvenmez ise ona sadakatini uzun süre sürdürmesi mümkün değildir.
Reklam
Türkiye'nin "ekonomik güvenliğini" sağlamadan güvenliği sağlanmış sayılamaz.
Millî kimlik krizine neden olan dış güdümlü ve dış destekli çok küçük bir azınlıktır. Evinde Kürtçe konuşurken, bir millî maç sonrasında ağlayarak evinin penceresinden Türk bayrağı sallayan insanlarımızın sayısı, kaderlerini Türklükten, Türkiye Cumhuriyeti'nden ayırmak isteyen kandırılmış biçare insanlarımızdan hâlâ çok fazladır. Türkiye'nin birliğini savunmak için savaşan Kürtlerin sayısı hep PKK'dan kat ve kat fazla olmuştur. Ve bugün PKK'nın siyasal kolunun seçimlerde aldığı oy bir iki il dışında bütün psikolojik baskılara rağmen diğer partilere verilen toplam oyun altındadır.
Avrupa Birliği süreci çerçevesinde gerçekleşen Uyum Yasaları'nın kabulü, Türkiye'nin etnikleştirilmesi ve federalleştirilmesinin önünü açmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş esaslarının tasfiyesi sürecini hızlandırmıştır.
"Ne mutlu Türküm diyene" paradigması zayıfladıkça yerini "Ne mutlu Türk olana" paradigması kaçınılmaz olarak alacaktır. Hatta, bu süreç derinden, ancak belirgin bir şekilde başlamıştır. Özetle, bir yandan idarî/politik özerkleşme ve Türk üst kimliğinin bilinçli bir şekilde zayıflatılması, öte yandan Türk milliyeti anlayışının tepkisel olarak ortak tarih/kültür şuurundan etnikleşen bir milliyetçiliğe kaymasının ülkemizi götüreceği yer etnik bir çatışma, bir "Türk Kerbelâsı"dır.
Reklam
Millî ülküler için hiçbir zaman geç kalınmaz. Yeter ki o ülküye inananlar olsun.
Sadece, Türkiye'de yaşayan Türk-Kürtleri- ni değil, bütün Orta Doğu'da yaşayan Türk- Kürtlerine sahip çıkan bir anlayış geliştirilmelidir. Aksi takdirde Türkiye ve Türk Dünyası büyük bir yıpranma içine girecektir. Çünkü, emperyalizm Türk-Kürt çatışmasını sadece Türkiye'de değil, Irak'ta Kürt-Türkmen, İran'da Azerî-Kürt şeklinde tasarlamaktadır. Bu tasarıyı geçersiz kılmak Türk milliyetçilerinin elindedir. Binlerce Kürt-Türkü Türk milliyetçisinin varlığı Türkiye'nin ve Türk dünyasının stratejik güvenliği için büyük önem taşımaktadır. 12 Eylül'den sonra Güneydoğu Anadolu'da Türk milliyetçisi Kürt-Türklerine karşı girişilen baskı politikaları daha sonraki yıllarda PKK'nın daha kolay zemin bulmasına neden olmuştur.
1987'ye kadar PKK'ya direnen ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında yer alan Güneydoğulu yurttaşlarımız (kaynak olarak bakınız Öcalan'ın bütün kitapları, özellikle PKK Tarihi) daha sonraki yıllarda devletin etkin koruması ortadan kalkınca önce devlet ile örgüt arasında kalmış sonra bir kısmı örgütün yanına kaymıştır. Ancak şurası hiç unutulmamalıdır ki, PKK için 1984'ten bu yana eline silâh alanların toplam sayısı 30 bini geçmez iken Türkiye Cumhuriyeti'ni savunmak için ellerine silâh alan, bu devlete inanan korucu ünvanlı Kürtlerin sayısı gönüllülerle birlikte 100 bine ulaşmıştır.
Türkiye'yi Atatürk'ten sonra yöneten siyasal elit dış Türklerle ilgilenmeyi terörist faaliyet olarak görürken, Türklüğün ayrılmaz bir parçası olan İran ve Irak Kürtlüğünü bölge dışı güçlerin insafına terk etmiştir. Böylece, tutarlı bir teorik çerçeve olmayınca, Türkiye içinde PKK gibi örgütlerin çıkması da engellenememiştir. Fakat, unutlmamalıdır ki, kendisinden sonra gelenlerin gafleti/ihaneti ne kadar büyük olur ise olsun Atatürk'ün attığı temel güçlü olduğu için 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle Lice askerlik şubesinin önünde yüzlerce insan askere gitmek için silâhları ile sıraya girmiş, Gaziantep'te tek varlığı olan atlı arabası bir tankın altında kalınca kendisine atın ve arabanın parası ödenmek istenen yaşlı Kürt amca bir yandan ağlarken bir yandan da tankçı üsteğmene "Sen savaşa giderken, atımı ezdin diye bana para vermeye çalışıyorsun, ben bu kadar alçak mıyım ki bu parayı vermeye çalışıyorsun?" diye Kürtçe bağırmıştır. 1975-1980 arasında Mamak'ta ülkücü arkadaşlarını ziyaret eden ülkücüler arkadaşlarını anneleri ile Kürtçe konuşurken az mı duymuşlardır?
459 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.