Başkalarını küfürle itham edenlerin namustan mahrum olduklarını derhal kavrarsınız.
Şah-ı velâyet Hz. Ali'yi de kafir diyerek katlettiler.
Aynı zihniyettir işte, aynı zihniyettir.
Efendim, "Bizim kapımızdan geçeni kurtarırız. Bizim mahalledeki köpeğe su vereni bile" diyor, "Biz kurtarır cennete sokarız." Sorun bunu söyleyene:
"Sen cennet yüzü görecek misin ki birini oraya sokmaya çalışıyorsun?"
Hz. Ali diyor ki valisine yazdığı mektupta:
"İnsanlar senin mutlaka kardeşlerindir. Ya hilkatte kardeşlerindir, ya da dinde kardeşlerindir."
Arabı, Acemi, zencisi, beyazı, sarısı, Lazı, Kürdü... Hilkatte kardeşin. Dini başka da olsa.
Kur'an, peygamberliğin bittiğini açıkça ilan etmiş bulunduğuna göre, kitlelerin Allah adına yönetimini üstlenecek bir kişiden (teokrasi) söz etmek mümkün değildir.
Peygamberliğin bitişi, "tartışma üstü kişiler" devrinin bitişi demektir.
(Şûra, 38)
İkbal, Cumhuriyet Türkiyesi'nde hâlâ bir numaralı "İslâmî başvuru kaynağı" olan "Elmalılı Tefsiri" ile onu izleyen bir kaynak olan "Buhârî Tercüme ve Şerhi" nin bizzat Atatürk' ün emri ve hatta finansmanı ile vücut bulduğunu bilseydi, İnkîlapların mimarının, Kur'an dini adına hangi düşünceleri taşıdığını, hangi projelerin peşinde olduğunu çok farklı bi perspektiften görebilecekti.
"Ey iman edenler: " Raina ( bize çobanlık et) demeyin..." BAKARA, 104
Peygambere bile böyle demeyin diyor ayette. Ya başkalarına?
Dikkat edin, Hz. Peygamber'den sonra neredeyse bütün yönetimler halka "raiyye" adını vermiştir. Tabii bu davar sürüsünü yöneterek bütün nimetleri kendine, bütün zahmetleri sürünün sırtına yüklemişlerdir.
Kur'an'ın söylediği gayet açıktır ve nettir: Zulmün inlettiği insanları onurlarına, haklarına ve özgürlüklerine kavuşturmak için, hiçbir renk, ırk, bölge, sistem ayrımı yapmadan mücadele edilecektir.
Örf, zaman üstü prensipler kaynağı değildir.
Sünnet'ür Resul ikiye ayrılır:
Sünnet-i İbadet
Sünnet-i Âdet
Arap fistanını giymek; Ebu Cehil de giyiyor onu. O din değildir. Kafkasya'da yaşayan bir adama: "Ayaklarına çorap giyme bu sünnettir" diyebilir misin? Sünnet-i adettir bu.
Oturarak yemişsin; Ebu Lehep de oturarak yer. Arap'ın örfüdür bu. Peygamberin getirdiği dinden kaynaklanmıyor. Arap'ın örfünden kaynaklanıyor.