“Ah, ne güzeldi ilk tanışmamız! Sanki çoktandır birbirine hasret çeken iki aşıktık,karşılaşınca kendimizi tutamadık. Hakikaten de eskiden beri tanışıyor değil miydik ? “
Seven gönül sevdiğinde kusur ve günah kabul etmez; sevgili daima itimada layıktır. Marivaux’nun bir sözünü hatırlıyorum ;aşk en fazla şüphe edilmesi gereken şeye bile insanı inandırır.
Zaten en büyük ihtiyacım ağlamak. Susamış , acıkmış gibi ağlama ihtiyacı duymaktayım .Gözlerim ağlayamamaktan yanıyor, bebekleri kazınıyor. Gırtlağın yanması,midenin kazınması gibi bir şey. Tıpkı susuzluk ve açlık !
İnsanın en zekisi , muhakemesi yerinde olanı, başkalarının kusurunu çok iyi görüp alay edeni bile kendi zayıf tarafını sezdiği halde gene lüzumsuzca , çocukça övünmekten nefsini alamayandır.