Nasıl Keşfedildi ve Neden Önemli

Yeryüzünün Tarihi

Martin J. S. Rudwick

Yeryüzünün Tarihi Posts

You can find Yeryüzünün Tarihi books, Yeryüzünün Tarihi quotes and quotes, Yeryüzünün Tarihi authors, Yeryüzünün Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
Sigmund Freud bir zamanlar, doğadaki yerimize dair algımızı değiştiren üç büyük dönüşüm olduğunu iddia etmişti. Birinci dönüşüm gezegenimizi evrenin merkezinden uzaklaştırarak çok sayıda gezegenin arasında bir gezegene dönüştürmüş, binlerce benzeri olan sıradan bir yıldızın yörüngesine oturtmuştu. İkinci dönüşüm türümüzü, sözümona Tanrı'nın eşsiz ilgisinin ürünleri olmaktan çıkarıp sadece çıplak maymunlara indirgeyerek hayvanlar âleminin içine yerleştirmişti. Üçüncü dönüşüm ise, bilinçsiz fantezilerimizin derinliklerini açığa vurarak kendimizi rasyonel varlıklar olarak görme duyumuzu yok etmişti.
Sayfa 7
Kesinlikle savunulamayacak olan tek şey, yeryüzünün derin tarihinin keşfinin geçmişte "Din" tarafından geciktirilmiş veya engellenmiş olduğu yolunda herhangi bir iddiadır. Tabii, tarihin herhangi bir döneminde veya kültüründe, çok sayıda budala ve yobaz bulmak mümkündür; ama hem kendilerini dindar müminler arasında, hem de -genelde haklı olarak- yaşadıkları dönemde dinsel uygulamaları eleştiren ama ne budala ne de yobaz olmayan çok sayıda insan da vardı. Tabii, dinsel perspektifin hayatlarına bir anlam ve amaç verdiği insanlar, her dönemde, yeni bilimsel bilgileri dünya hakkındaki fikirleriyle bütünleştir mek istemişlerdi. Ancak bu projeler genellikle, bilimsel bilgileri sınırlamayı değil, genişletmeyi amaçlayan entelektüel şablonlar sağlamıştı. Bu kitabın kapsadığı her yüzyılda, bilimsel öyküye en çok ve sabırla katkıda bulunanlar da dindarlar olmuştu. Yeryüzünün kendi tarihinin keşfinin tarihinde, bilimin diğer birçok yönünün tarihinde olduğu gibi Bilim ve Din arasında -günümüzdeki hem dindar hem ateist tutucuların söylemlerinde çok önemli yer tutan- kalıcı ve gerçek "anlaşmazlık" tarihsel inceleme karşısında ayakta duramamıştır.
Sayfa 300Kitabı okudu
Reklam
Geçmiş olaylar silsilesinin her noktasında hep, sabit "doğa kanunlarını" hiçbir şekilde ihlal etmeden, olayların farklı gelişebileceği, değişik sonuçlara ulaşılabileceği düşünülmüş veya hayal edilmişti. Tarihte gerçeklere aykırılık veya "Ya... olsaydı?" soruları hep mümkündü ve bunlar çoğu zaman aydınlatıcıydı: 65 milyon yıl önce yeryüzüne bir asteroit çarpıp son dinozorları öldürmeseydi neler olabileceğini hayal etmek ya da 1914 yılında Saraybosna'yı ziyaret eden Avusturyalı arşidük, bir suikastçının kurşunuyla öldürülmeyip Birinci Dünya Savaşı'nı başlatmasaydı neler olacağını düşünmek gibi.
Sayfa 293Kitabı okudu
Biyologların "üstün" veya daha karmaşık olarak değerlendirdiği yaşam biçimleri (örneğin memeliler) genelde fosil kayıtlarında, basit ve "ilkel" olanlardan (örneğin balıklar) daha sonra ortaya çıkmışlardı.
Sayfa 290Kitabı okudu
Yeryüzünün gezegen olarak fiziksel geleceğinin, geçmişi kadar uzun ve olaylı olabileceğini varsaymak için her türlü geçerli neden varken uzun vadede Homo sapiens tarafından yaşanabilir halde kalacağı o kadar kesin görünmüyordu.
Sayfa 288Kitabı okudu
Kısıtlı algımız ve kısa süreli varlığımızla karşılaştırıldığında dönemler, hesaplanamayacak kadar uzun görünmekte ve muhtemelen doğa takviminde çok az bir süreye denk gelmektedir. Bize bu önemli ama utanç verici gerçeği açıklayan bilim, diğer tüm bilimlerin ötesinde jeolojidir. Bu arayışta attığımız her adım bizi, kalıntılar hakkında sınırsız sayıda taslaklar yapmaya zorluyor. Tüm araştırmalarımızda mevcut olan, her yeni gözleme eşlik eden ve sesi, doğa öğrencisinin her çalışmasında sürekli olarak yankılanan temel görüş: Zaman! - Zaman! - Zaman!
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
68 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.