İnsan kendini, insanlar arasındaki bu onulmaz ayrılığın acınası verilerine sahip olmaya dayanamaz ölür, sanıyor. Oysa doğru değil bu. Dayanılıyor. Dayanılabiliyor. Kendince yapılabiliyor.
"Hayatta olayların ne zaman yanıbaşınızda durduğunu bilemiyorsunuz. Kaçırıyorsunuz. Geçen gün, hayatı dublajlı izliyormuş gibi bir izlenime kapıldığınızı söylemiştiniz. Ben de aynen böyle hissediyorum. Hayatım dublajlı bir film; montajı kötü, oyuncuları kötü, kötü kurulmuş; toptan bir hata. Ne cinayeti, ne polisi, ne de kurbanı olan, konusu bile olmayan bir polisiye. Bu koşullar altında da gerçek bir film olabilirdi ama değil; sahte. Gerçek olması
için ne gerekirdi söyleyeyim: Benim, tek söz etmeden bir sahnede durmam, özel olarak bir şey düşünmeksizin kendimi gözler önüne seren gerekirdi. Öyle.