Yeter ki Kararmasın...

Onat Kutlar

Oldest Yeter ki Kararmasın... Posts

You can find Oldest Yeter ki Kararmasın... books, oldest Yeter ki Kararmasın... quotes and quotes, oldest Yeter ki Kararmasın... authors, oldest Yeter ki Kararmasın... reviews and reviews on 1000Kitap.
“Bu mektuplar aslında sanadır sevgili arkadaşım. Adını bile bilmediğim sana. Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi, öylesine ortak bir umut ve bilinçle paylaşıyoruz ki yeryüzünü, yaşama öylesine inanıyoruz ki, adını bilmesem ne çıkar?”
Sayfa 11
1982 Yazı 15 Haziran ‘82
İstersen bu mektubu, Can Yücel’in o güzelim şiirinin son kıtası ile bitirelim. Belki ortak yaşadığımız bu karabasan’a bir ışık olur: ….. Söz dedim o anda kendi kendime, Karanfili sıkıp yazacağım bunu ben, O güneşe karşı silkinen atın tarzı Ve mürekkep balıklarının mürekkebiye Yazacağım yaşadığımız bu korkunç –güzel yazı, İster dışarda olayım, ister hapiste…. Sözümü tuttum yazıyorum işte!
Sayfa 16
Reklam
“Merhaba Elma Ağacı!” 15 Şubat ‘83
Sert toprağı, en olumsuz koşullar altında delen her tohumu, günışığına yönelen her dalı gözümüz gibi korumak zorundayız. Onlara yalnız olmadıklarını, bu ülkenin bilime, sanata, özgürlüğe, içtenlikle bağlı insanlarla aydınlığa çıkacağına olan inancımızın bir düş olmadığını anlatmak zorundayız.
Sayfa 31
Granada 15 Haziran ’83
Bugün 5 Haziran 1983. Federico Garcia Lorca 85 yıl önce bugün doğdu. Endülüs’te, Granada kentinde. Ve benim doğduğum yılın, 1936’nın Ağustos’unda, henüz 38 yaşındayken en verimli çağında Franco’nun adamları tarafından kurşuna dizilerek öldürüldü. Alfacar’la Viznar arasında yol kıyısında bir yamaçta. Ölüsü 20 Ağustos’ta bulundu. Gülümsüyordu.
Sayfa 38
Granada 15 Haziran ’83
Diyordu ki Lorca: “İspanya’da bir ölü, yeryüzünün hiçbir yerinde olamayacak kadar canlıdır: Yüzünün profili, bir ustura gibi keser geleceği…”
Sayfa 39
Yeter Ki Kararmasın 15 Aralık ’83
Bilemezsin, ne kadar çok kadın yüzü var şimdi gözlerimin önünde. Kapılarda bekleyen, haber, hüküm, mektup, infaz, salıverme, iki çift söz, umut, ay, yıl bekleyen kadınlar. Sırtlarında heybeleriyle yorgun kadınlar, seni görünce yüzleri kızaran, içleri titreyen genç kadınlar, kentlerin ormanında, avukatların peşinde ordan oraya koşuşturan, kaybolmamaya çalışan kadınlar, son bir umutla olmayacak kapılara başlarını vurup çare arayan kadınlar, yüzleri acıdan bir çakmaktaşına dönmüş kadınlar, sevgilin, kızın, eşin, kardeşin olan kadınlar. Unutma, bir gün, şimdi benim yaptığım gibi, görüş yerine uzaktan şöyle bir bak: Orası bir gül bahçesidir.
Sayfa 48
Reklam
584 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.