Çok güzel bir okuma oldu. Kitaptaki üç öyküden sonuncusu, kitaba da ismini veren, 'Yıkılmış Kadın' öyküsü ise en beğendiğim öykü oldu. Genel olarak üç öyküde de ortak nokta hayatlarının odak noktasına eşini, çocuklarını koyan -bir nevi saçını süpürge eden- kadınların, delicesine sahiplenip, onlardan başka bir şey düşünmediği bu kişiler hayatlarından bir şekilde çıkınca içine düştükleri boşluktu. Çünkü başka bir hayat bilmemişler, kendilerini hiç düşünmemiş, düşünmek istememişler bile. Bu durum ikinci öyküde biraz daha hastalıklı bir halde karşımıza çıkıyor ve üç kadın da yalnız kalmaktan ölesiye korkuyor. Bence her kadının kendinde bir parça bir şeyler bulacağı bir kitaptı.
Kitabın çevirisi de güzeldi ancak bence redaksiyon zayıf kalmıştı. Bazı kısımlarda gözüme batan cümle düşüklükleri, noktalama işaretlerinin eksikliğinden ötürü anlam karmaşaları vardı. Genel olarak kitabın okunmasını zorlaştırmasa da daha keyifli bir okuma olması açısından keşke daha özenli olunsaydı.