Gerilim kitapları bana göre mi değil yoksa gerilim türü Jack London'a göre mi değil pek anlamadım. Son yıllarda okuduğum gerilimleri sevmiyorum, bu kitabı da sirf Jack London yazdı diye almıştım anlatımına bayıldığım için. Bu kitabinda Martin Eden'daki gibi yoğun bir edebiyat yakalayamadım (ki zaten bu bir gerilim kitabı) fakat kesinlikle esintileri vardı. İsimsiz bir şekilde okusam bunu London'ın yazdığını söyleyebilirdim.
Hall karakterinin her seferinde Dragomiloff'a kin dolup dolup zamanla alışmasını insanlığa bir atıf olarak yorumladım. Çok düşünmenin insanı delirteceği de Jack London'ın işlemeyi sevdiği bir konu. Sonu da Martin Eden ile bi noktada aynı oldu.
Üstüne çok bir şey söyleyemeyeceğim
Suikast BürosuJack London · Yabancı Yayınları · 20211,746 okunma
Yazarın kendisi aynı zamanda edebiyatla da iç içe olduğu için dili gayet güzel ve anlaşılır kullanabiliyor. Zaten bu kitabı da yayınladığı bir makaleden sonra artan talep üzerine halkın her kesiminden insanlar okuyabilsin diye yazmış.
Bu kitabı ilk başta kendinizi anlamak için okuyun derim. Karşılaştığınız tespitleri bir suçlama olarak algılamaktansa sakin olun ve özeleştiri getirin. Özellikle yakınmayı bir uyuşturucu olarak kullanma tarzı durumlarda, kabullendiğiniz sürece, sizi olduğunca geliştirecektir.
Başta alırken arka kapağını okuduğumda toplum-birey ilişkisi vs dendiği için bana bir şeyler katıp katmayacağından çok kuşkuluydum ama gördüm ki bana fazlaca şey kattı. Sadece zaten bildiğim yerleri okurken sıkıldım fakat onların da kritiğini yapmış ve zihnimde daha düzgün oturtmuş oldum.
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923.2k okunma
(yamuk) Tabloyu düzeltmek ise vicdanına, toplum normlarına ve vaktiyle ana babası tarafından zihnine işlenmiş olan değer yargılarına boyun eğmeyi simgeler. Çarpık duran tablo dışarıya fışkırmak isteyen gerçek benliğini kışkırtıcı bir uyaran olduğundan, kişi farkına vardığı çarpıklığı düzeltmeden rahat edemez. Böyle durumlarda, kişiliğim kuralcı ve yargılayıcı bölümü, içinden geldiğince davranmak isteyen diğer bölümünü sürekli tehdit altında tutarç
Bazı insanları küçümser, çünkü onlarda kendisine benzeyen bazı özellikler görür ve bu insanları hoşlanmadığı benliğini kendisine yansıtan bir ayna gibi algılar. Ama bunun bilincinde olmadığı için onları kendinden daha değersiz bulur. Aslında başkalarını küçümseyen insan, kendini küçümseyen, dolayısıyla küçümsenmekten korkan biridir. Bir başkasının onu küçümsemesi, aslında kendisinin de kendisini küçümsemekte olduğu gerçeği ile yüzleşmesine neden olur.
Kızgınlık yaşadığımız kişi, yitirmekten korktuğumuz ya da bizi sevmesini istediğimiz biriyse bu duyguların bastırılma olasılığı daha fazladır. Bazen böyle durumlarda bastırılan kızgınlık, bileşik kaplar yasası uyarınca, nasıl olsa yitirmeyeceğimizi düşündüğümüz kişilere yöneltilir: Örneğin, dış ilişkilerinde kızgınlığını bastıran kişi, tepkilerini aile üyelerine yöneltebilir. Bu nedenle dostluk ilişkilerinde sevecen ve yumuşak başlı olmasına karşın evinde hiddetli ve hırçın olan kişilere oldukça sık rastlanır.
Bazı çocuklar yetişkinlerin cinsel davranışlarını taklit eden oyunlar oynarlar...
... Bu oyun, yetişkinlerin cinsel etkinliklerinde olduğu gibi gizlilik içinde oynanır ve çocuk bundan ötürü zaten belirsiz bir suçluluk yaşar.
Tutucu kişi, yapmak istediği yapmak istediği ama yaparsa suçlanacağı davranışları başkalarında gördüğünde onları eleştirerek ya da engelleyerek kendi isteklerini ketlemeye çalışır