Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Yıkıma Giden Adam
Alfred BesterYıkıma Giden Adam Yorumları ve İncelemeleri
Yıkıma Giden Adam yorumları ve incelemelerini, Yıkıma Giden Adam kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Yıkıma Giden Adam puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Alfred Bester’in Hugo ödüllü romanı Yıkıma Giden Adam eylül ayında okuduğum ilk kitap oldu. Kitap okuma açısından çok kötü geçen iki ayın ardından bu ayla birlikte normale dönmeyi umuyorum. Yıkıma Giden Adam normale dönmek için güzel bir seçim oldu. Kitap ilk sayfalarda okuru zorlasa da devamında müthiş bir şekilde sürüklüyor.
Kitap 24. Yüzyılda
Bu kitabı çok okuyan olmamış. O yüzden şimdilik keşfedilmemiş bir hazine bulmuş gibi hissetmeye devam edebilirim..
70 yıldır suç işlenmemiş bir sistem var. Evet bir gezegen değil bir güneş sistemi. Artık gezegenlere şehirler arası seyahat ediliyormuş gibi gidilebiliyor. Bu sistem de akıl okuyucu yani namı değer ismiyle esperlerle devam ediyor. Bunlar suçu fark edip hemen engelleyebiliyorlar.
Peki bu sistemde bir insanın cinayet işlediğini düşünün. Ben Reich işte bunu başarmıştı. Ve polisler onu yakalamak için ciddi kanıtlara ihtiyaçları vardı.
Bilim Kurgu Klasiği bu kitabı herkese tavsiye ederim. En sevdiğim kitaplar listesine şimdiden girdi...
Bir kitabın daha sonuna geldik. Bir sonraki kitapta görüşmek üzere okur kalın..
Hikayemiz, zihin okuyabilen insanların toplumun birçok üst mevkisinde olduğu bir gelecekte geçiyor. Polis departmanı da bunlardan biri, ama zihin okuma mahkemelerce kanıt olarak kabul edilmiyor. Bu yüzden katili hem okuyucu hem de dedektif biliyor olsa da, cezalandırılması için yeterli kanıtlar bulunmalı ve yargı görevini üstlenen bir makine ikna edilmeli.
Aynı yazarın Kaplan, Kaplan! kitabını okumuş olanlar benzerlikleri fark edecektir: kötü ve azimli bir ana karakter, süpergüçleri olan bir toplum(Jaunt-zihin okuma) ve psikolojik sorunlar. Fakat aynı hikayenin farklı bir versiyonu demek haksızlık olur. Benzer bir hikaye okumak isteyenler için yeterince benzer, ama aynı hikayeyi okumak istemeyenler için de yeterince farklı.
Kaplan, Kaplan! kadar olmasa da beğendim. Özellikle yarısından itibaren sürükleyiciydi ve sarsıcı bir sonla bitti.
#yıkımagidenadam #alfredbester
ne denirki adeta bir sinema filmi izler gibi okudum kitabı Ben Reiche adım adım kendini tam da kitabın ismi gibi yıkıma (hafızanın silinip yeniden şekilendirilmesi) götürdü. Fakat tüm bu yıkımın sebebi nedir? Okuyun ve öğrenin derim Alfred Bester Kaplan Kaplanla zihin gücüyle uzayda sıçrama konusunu harika bir intikam öyküsüyle harmanlamıştı. Yıkıma Giden Adam'da ise zihin okuma ve suçları henüz işlenmeden faillerinin yakalanması üzerine kurmuş. #okunur
Ayrıca bu kitap 1971'de #anarşist ismiyle de basılmıştır dikkatinize
bir alıntı:
Üç ya da dört yüzyıl önce polisler, Reich gibi insanları yakalayıp öldürmek için kullanırdı. Buna İdam Cezası denirdi."Şaka yapıyorsunuz." İzci sözü.""Ama bu hiç anlamlı değil. Eğer bir adamın topluma karşı gelecek yeteneği ve cesareti varsa, o, kesinlikle ortalamanın üzerinde demektir. Onu durdurmak istersiniz. Onu düzeltir ve daha değerli bir hale döndürürsünüz, kazandırırız. Ondan kim vazgeçebilir? Bunu yapmayı yeterince sürdürürseniz, geriye sadece koyunlar kalır. "Bilmiyorum. Belki de adamların o günlerde koyunlara ihtiyacı vardı."
264 syf.
8/10 puan verdi
İlk Hugo ödüllü romanmış. Yazarın bir sonraki romanı Kaplan! Kaplan!'ı beğendiğim için fazla zaman geçmeden okuyayım dedim bunu da. Beğendim. Ama KK kadar değil. Bu kitap için de onun için dediğime yakın şeyler diyeceğim. Daha iyi olabilirdi, olmalıydı. Yine de tarihe imzasını atmış bir roman. Okurken sıkılmadım, aksine bitirmek için hızlandım. Sonunu tasvip etmedim. Çünkü genel olarak ana karakterin mağlup edilip süründürüldüğü romanlar biraz uzaklaştırıyor beni. Burada da benzer olaylar oldu. Hatta ana karakterin yanlış seçildiğini düşündüm. Ki rakibi olan polisin daha fazla diyalogu vardı. Son anda esperlerin yaptığı o değişim ile Reich'in başına gelenler benim için çok korkutucuydu. Günümüz için akıl hastanelerinin buna benzer olaylar yaşamış insanlarla dolu olabileceği fikri beni geren bir düşünce. Hiç kimsenin seni anlamadığı, herkesin sana deli muamelesi yaptığı bir dünyaya maruz kalmak Reich için bence fazla bir ceza oldu. Yıkım'a Giden değil, Yıkım'a Maruz Kalan Adam için üzüldüm.
Yazar 1952 yılında bir dergide bu kitabın hikayesini yazınca halk tarafından çok sevilmiş ve kitap haline getirilmiş. Kitap ülkemizde üç farklı isimle yayımlanmış; "24.yüzyılda cinayet", "Anarşit" ve "Yıkıma Giden Adam".
Kitaba başlarken ilk adapte olmakta zorlandım. Hatta ilk 45 sayfayı iki kez baştan almak zorunda